Medeni Usul Hukuku

Davanın Tarafları Ve Üçüncü Kişiler

Medeni usul hukukumuzda iki taraf sitemi geçerlidir. Davacı ya da davalı taraf birden fazla kişiden oluşabilir.

Taraf Ve Dava Ehliyeti Nedir?

Medeni hukuka göre haklardan yararlanabilme ehliyetine sahip olan herkes davada taraf olabilir.

Gerçek kişiler hayatta oldukları süre boyunca taraf ehliyetine sahiptir. Gerçek kişilerin taraf ehliyeti tam ve sağ doğumla başlar. Cenin ise sağ doğmak şartıyla ana rahmine düştüğü andan itibaren tara ehliyetine sahiptir. Cenin için tayin edilen kayyım yasal temsilci sıfatıyla cenin adına dava açabilir.

Gerçek kişilerin taraf ehliyeti ölümle sona erer. Bu nedenle ölüye karşı açılan davaların usulden reddi gerekir. Dava devam ederken taraflardan biri ölmüşse davanın konusuna göre ikili bir ayrım yapılmaktadır. Eğer dava konusu ölen kişiye sıkı sıkıya bağlı bir hakka ilişkin ise dava konusuz kaldığından hakim hüküm verilmesine yer olamadığına karar verir. Ancak dava konusu ölen tarafın mirasçılarını ilgilendiriyorsa dava mirasçılara karşı devam edebilir.

Taraf ehliyeti yargılamanın her aşamasında incelenebilir.

Hem özel hukuk hem de kamu hukuku tüzel kişilikleri, tüzel kişiliklerini kazandıkları andan itibaren taraf ehliyetine sahiptir.

Medeni hukuktaki fiil ehliyetinin usul hukukundaki karşılığı dava ehliyetidir. Dava ehliyeti kişinin kendisinin ya da vekilinin bir davayı davacı ya da davalı olarak takip etmesi ve usul işlemlerini yapabilme yetkisini ifade eder.

Ergin ve ayırt etme gücüne haiz her gerçek kişi dava ehliyetine de sahiptir. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar ile ayırt etme gücü bulunmayanların dava ehliyeti olmadığından davada usul işlemlerini onlar adına kanuni temsilcileri veyahut bu temsilcilerce tayin edilen iradi temsilciler tarafından yapılması gerekir.

Ayırt etme gücüne sahip küçük ve kısıtlılar kısmi fiil ehliyetine sahip oldukları hallerde kısmi dava ehliyetine de sahiptir.

Dava ehliyeti dava şartı olup yargılamanın her aşamasında ileri sürülebilir.

Davaya Vekalet Ehliyeti Nedir?

Dava ehliyetine sahip kişi davayı kendisi açıp takip edebileceği gibi bu işlerin kendisi adına atana bir vekil eliyle de yapılmasını sağlayabilir.

Hukukumuzda vekille temsil zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu kuralın istisnası Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 80’de şöle düzenlenmiştir; “Hâkim, taraflardan birisinin, davasını bizzat takip edecek yeterlikte olmadığını görürse, ona uygun bir süre tanıyarak, davasını vekil aracılığıyla takip etmesine karar verebilir. Verilen karara uymayan taraf hakkında, yokluğu hâlindeki hükümlere göre işlem yapılır.”

Davaya vekalet ehliyeti olmayan kişi dava açamaz ve açılmış davayı takip edemez. Bu husus HMK m.77’de şöyle düzenlenmiştir; “Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmesinde zarar doğabilecek hâllerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul işlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır. Vekâletnamesiz işlem yapmasına izin verilen ancak haklı bir sebep olmaksızın süresi içinde vekâletname ibraz etmeyen avukat, celse harcı ile diğer yargılama giderleri ve karşı tarafın uğradığı zararları ödemeye mahkûm edilir. Bunu kötüniyetle yapan avukat aleyhine, ceza ve disiplin soruşturması açılmasını sağlamak üzere, Cumhuriyet başsavcılığına ve vekilin bağlı olduğu baro başkanlığına durum yazıyla bildirilir.”

Vekaletname Nedir ?

Vekaletname bir temsil belgesidir.

Vekaletname Türleri Nelerdir ?

Vekaletnameler iş ve dava vekaletnamesi olarak ikiye ayrılır. İş vekaletnamesi genel ve özel vekaletname; dava vekaletnamesi genel ve özel dava vekaletnamesi olarak ikiye ayrılırlar.

Genel vekaletname bir kimsenin, kendisi adına her türlü işlemi yapması için verdiği vekaletnamedir. Genel vekaletname dava açma ve davada müvekkili savunma yetkisi vermez.

Belirli bir ya da birkaç işlemin icrası için verilen vekaletname özel vekaletnamedir. Özel vekaletnamede vekile özel yetkilerin tamamının verilmesi onu genel vekaletname haline getirmez.

Bir kimsenin başka bir kimse adına davayı takip edebilmesi için verilen vekaletname dava vekaletnamesidir.

Müvekkilin açmış ve açacağı tüm davalar ile müvekkile karşı açılmış ve açılacak olan tüm davaları takip etmek amacıyla verilen vekaletnameye genel dava vekaletnamesi denir. Özel hukuktaki genel vekaletnamenin usul hukukuna yansıması genel dava vekaletnamesidir.

Yalnızca belirli bir veya birkaç davanın takibi için verilen vekaletnameye özel dava vekaletnamesi denir.

Vekaletname Nedir

Vekaletname Nasıl Düzenlenir ?

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre vekaletname düzenleme yetkisi noterlere aittir. Ancak yabancı ülkelerdeki Türk konsolosları tarafından onaylanan vekaletnameler de geçerlidir.

Noterler hem onaylama hem de düzenleme biçiminde vekaletname yapabilirler.

Avukat takip ettiği dava işlerde noterden alınan vekaletname aslını ya da avukat tarafından onaylı bir suretini dosyaya ibra etmek zorundadır. Ancak kamu kurum ve kuruluşlarının avukatlarına, yetkili amirleri tarafından usulüne uygun olarak düzenlenip verilmiş olan temsil belgeleri de geçerli olup, ayrıca noterce onaylanmasına gerek yoktur.

Vekaletnamede Fotoğraf Bulunması Zorunlu Mudur ?

Boşanma davalarında vekalet verenin fotoğrafının vekaletnameye yapıştırılması zorunludur.

Vekaletnamede Özel Yetki Bulunması Gereken İşlemler Nelerdir ?

Avukatın vekaletnamesinde özel yetki bulunmadıkça yapamayacağı işlemler:

  • Hakimin reddi,
  • Davanın tamamen ıslahı,
  • Yemin teklifi,
  • Yemin kabul, iade ve reddetmek,
  • Müvekkil için başka vekil atamak,
  • Hacizleri kaldırmak,
  • Müvekkilin iflasını istemek,
  • Hakem sözleşmesi yapmak,
  • Tahkim sözleşmesi yapmak,
  • Konkordato teklifi yapmak,
  • Davadan feragat,
  • Davayı kabul,
  • Sulh olmak,
  • Kanun yollarından feragat,
  • Yargılamanın yenilenmesi yoluna gitmek,
  • Hakimlerin eylemleri sebebiyle devlete karşı tazminat davası açmak,
  • Kişiye sıkı sıkıya bağlı haklarla ilgili dava açmak,
  • Anayasa Mahkemesine başvurmak.

Davaya Vekalet Nasıl Son Bulur ?

Davaya vekaletin sona erdiği haller:

  • Vekilin işten çıkarılması veya yasaklanması,
  • Ölüm, iflas veya fiil ehliyetini yitirme,
  • Vekilin çekilmesi,
  • Vekilin azli,
  • Vekalet süresinin dolması.

Husumet Nedir?

Davada husumet dava hakkı ile taraflar arasındaki ilişkiyi ifade eder. Husumet doğrudan dava konusu ile ilgilidir.

Bir hak üzerinde tasarruf yetkisine sahip olan kişi aynı zamanda husumetin yöneltileceği kişidir.
Husumet bir dava şartı değildir; esasa ilişkin bir itirazdır.

Davada husumet yokluğu söz konusu ise dava esastan reddedilir. Bu nedenle verilen davanın reddi kararı davada taraf olarak gösterilenler arasında maddi anlamda kesin hüküm oluşturur.

Dava Takip Yetkisi Nedir?

Dava takip yetkisi, talep sonucu hakkında hüküm alabilme yetkisidir. Bu yetki, maddi hukuktaki tasarruf yetkisine göre tayin edilir.

Dava takip yetkisinin arandığı durumlarda dava takip yetkisi yoksa dava usulden reddedilir. Dava takip yetkisi dava şartıdır.

Dava Arkadaşlığı Nedir?

Maddi hukuk açısından, dava konusu hakkın birden fazla kişiye ait olması veya birden fazla kişiye karşı ileri sürülmesi veya hukuki ilişkinin taraflarında birden fazla kişinin bulunması mümkündür. Böyle bir durumda söz konusu hak veya hukuki ilişkiye dayanarak açılan davanın taraflarında da birden fazla kişi yer alabilir. Bazı hallerde ise kanun, hukuki uyuşmazlığın daha iyi çözümlenebilmesi amacıyla aslında taraf olmayan bir kişinin de dava ilişkisinde yer almasını öngörür. Böyle bir durumda davanın taraflarından birinde ya da her ikisinde birden fazla kişi yer alır. Bu durum dava arkadaşlığı ya da sübjektif dava birleşmesi olarak adlandırılır.

Dava arkadaşlığı davacı tarafta ise aktif; davalı tarafta ise pasif dava arkadaşlığı vardır.

İhtiyari Dava Arkadaşlığı Nedir ?

Kanunda belirtilen şartların sağlanması halinde isteğe bağlı olarak birden çok kişinin davacı ya da davalı olarak davada yer almasıdır.

İhtiyari dava arkadaşlığını doğuran nedenler:

  • Dava konusu hak veya borcun elbirliği ile mülkiyet dışındaki bir sebeple ortak olması,
  • Ortak bir işlem ile birden çok kişi yararına hak doğması veya borç yüklenilmiş olması,
  • Davanın taraflardan her biri için aynı nedene dayanması.

İhtiyari dava arkadaşlığının sonuçları:

  • Davalar birbirinden bağımsı olup dava arkadaşı kadar dava vardır.
  • Her bir arkadaş diğerinden bağımsız hareket eder.
  • Her bir dava arkadaşı bağımsız olarak usul işlemi yapabilir.
  • Her bir dava arkadaşının yaptığı işlem kendi hakkında sonuç doğurur.
  • Mahkemece her bir dava arkadaşı için ayrı hüküm verilebilir.
  • Her dava arkadaşı diğerinden bağımsız kanun yollarına başvurabilir.
  • Tahkikat aşaması dava arkadaşları açısından ortak yürütülür.

 

Zorunlu Dava Arkadaşlığı Nedir?

Maddi hukuka göre bir hakkın birden fazla kişi tarafından kullanılması zorunlu ise zorunlu (mecburi) dava arkadaşlığı doğar. Zorunlu dava arkadaşlığının sebepleri maddi hukuka dayanabileceği gibi usul hukukuna da dayanabilir.

Dava Arkadaşlığı

Zorunlu dava arkadaşlığını doğuran sebepler:

  • Maddi bakımdan:
  • Elbirliği mülkiyeti,
  • Hak ve borcun bölünmez olması.
  • Şekli bakımdan:
  • Usuli nedenlerle birden fazla kişiye karşı dava açılmasının zorunlu olduğu ancak ilgililer hakkında aynı ve tek bir karar verilmesinin zorunlu olmadığı durumlar.

Zorunlu dava arkadaşlığının sonuçları:

  • Zorunlu dava arkadaşları ancak birlikte dava açılabilir ve aleyhlerine karşı da ancak hepsine birlikte dava açılabilir.
  • Dava arkadaşları birlikte hareket etmek zorundadır.
  • Tek bir dava bulunur.
  • Tahkikat aşaması ortaktır.
  • Hüküm, bütün dava arkadaşlarınca birlikte kanun yoluna götürülebilir.

Davaya Müdehale Nedir?

Davanın tarafı olmayan üçüncü kişilerin kanunun izin verdiği ölçüde davanın taraflarının yanında yer alamsı davaya müdahale olarak adlandırılır.

Fer’i Müdahale Nedir ?

Bir dava neticesinde verilecek karardan dolaylı olarak etkilenecek kişilerin taraf sıfatı kazanmadan tarafların yanında yer almasına fer’i müdahale denir. Bu durum Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 66 şöyle düzenlenmiştir; “Üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabilir.”

Müdahale talebi kabul edilen fer’i müdahil, davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edebilir. Müdahil, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma vasıtalarını ileri sürebilir; onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabilir.

Mahkeme, katıldığı noktadan itibaren, taraflara bildirilen işlemleri müdahile de tebliğ eder.

Fer’i müdahil davanın tarafı değildir.

Fer’i müdahale tahkikat sona erinceye kadar dilekçe ile yapılır. Müdahale dilekçesi taraflara tebliğ edilir.

Fer’i müdahalenin şartları:

  • Derdest bir davanın bulunması,
  • Tahkikat aşamasının tamamlanmamış olması,
  • Katılmak isteyen kişinin davanın tarafı olmaması,
  • Müdahale talep edenin taraf ve dava ehliyetine sahip olması,
  • Müdahale talep edenin davaya katılmada hukuki yararının bulunması,
  • Müdahale talep eden kişi Türkiye’de mutad meskeni olmayan bir Türk vatandaşı ise teminat göstermesi.

Fer’i müdahalenin sonuçları:

  • Müdahale istemi kabul edilen fer’i müdahil davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edebilir.
  • Fer’i müdahil yanında katıldığı tarafın lehine olan savunmaları ileri sürebilir.
  • Fer’i müdahil yanında katıldığı tarafın beyanlarının aksine usul işlemi yapamaz.
  • Fer’i müdahil tek başına kanun yollarına başvuramaz.
  • Fer’i müdahil yanında katıldığı tarafın aleyhine işlem yapamaz.
  • Fer’i müdahil tek başına sulh olamaz, davayı kabul edemez ve davadan feragat edemez.

Bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay’da fer’i müdahale mümkün değildir.

Asli Müdahale Nedir ?

Bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı aynı mahkemede dava açabilir. Bu durum asli müdahale olarak adlandırılır.

Asli müdahalenin şartları:

  • Derdest bir ilk dava ya da çekişmesiz yargı işinin olması,
  • Hüküm verilmemiş olması,
  • Hak iddia eden kişinin üçüncü kişi olması,
  • Asli müdahale talebinde bulunan kişinin dava ve taraf ehliyetine sahip olması,
  • Talebin bir yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia edilmesine yönelik olması.

Asli müdahalenin sonuçları:

  • Asli müdahale ayrı ve müstakil bir davadır.
  • Asli müdahil davanın tarafıdır.
  • Asli müdahale davasında, ilk davanın davacısı ve davalısı zorunlu dava arkadaşıdır.
  • Asli müdahale davasında verilen hüküm asli müdahil ile asli müdahalenin tarafları arasında kesin hüküm oluşturur.

Davanın İhbarı Nedir?

Taraflardan biri davayı kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa, tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir.

 Davanın ihbarının şartları:

  • Derdest bir dava olmalı,
  • Tahkikat aşaması tamamlanmamış olmalı,
  • İhbar yapılacak kişi davanın tarafı olmayan üçüncü bir kişi olmalı,
  • Rücu hakkı bulunmalı.

Davanın ihbarının sonuçları:

  • Davanın ihbarı ile kendisine ihbar yapılan kişiye karşı zamanaşımı kesilmez. Ancak kambiyo senetlerinde davanın ihbarı ile zamanaşımı kesilir.
  • Fer’i müdahale hakkındaki hükümler kıyasen uygulanır.

 

Stj. Av. Atike KARAMAN & Av. Ahmet EKİN

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu