Yakalama, Durdurma ve Gözaltına Alma Nedir?
Yakalama, suç işlediği yönünde hakkında kuvvetli iz bulunan kişinin gözaltına alma işlemlerinden önce özgürlüğünün geçici olarak ve fiilen kısıtlanmasıdır.
Yakalama adli ve önleme yakalaması olmak üzere ikiye ayrılır. Suç şüphesi bulunması nedeniyle yapılan yakalamalar adli yakalamalardır. Suç şüphesi altında bulunmayanların tehlikeye maruz kalmaları halindeki aramaya ise önleme araması denilmektedir. Adli yakalama, Ceza Muhakemesi Yasasında önleme araması ise Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda düzenlenmiştir.
Yakalama, şüphelinin özgürlüğünün sınırlanmasıyla başlayıp kolluk tarafından durumun Cumhuriyet savcısına bildirilerek savcının talimatıyla gözaltına alınmasına veya serbest bırakmaya kadar devam etmektedir.
Yakalama Koşulları Nelerdir?
Yakalama herkesin sahip olduğu yakalama ve kolluğun yakalama yetkisi olarak ikiye ayrılmaktadır.
Herkesin Sahip Olduğu Yakalama Yetkisi Nedir?
Koruma tedbirleri genel olarak kolluk tarafından yerine getirilirken yakalama koruma tedbiri kanunun öngördüğü koşulların bulunması halinde herkes tarafından yerine getirilebilir.
Ceza Muhakemesi Kanununun 90. Maddesine göre;
Aşağıda belirtilen hâllerde, herkes tarafından geçici olarak yakalama yapılabilir:
- Kişiye suçu işlerken rastlanması.
- Suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin kaçması olasılığının bulunması veya hemen kimliğini belirleme olanağının bulunmaması.
Kişiye suç işlerken rastlanılması: İşlenmekte olan bir suçu gören kişi, suçtan zarar görüp görmemesine bağlı olmaksızın suçun faili olabilmektedir.
Suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin kaçması olasılığının bulunması veya hemen kimliğini belirleme olanağının bulunmaması: Suçüstü kavramı Ceza Muhakemesi Kanununda şu şekilde tanımlanmıştır; İşlenmekte olan suç, Henüz işlenmiş olan fiil ile fiilin işlenmesinden hemen sonra kolluk, suçtan zarar gören veya başkaları tarafından takip edilerek yakalanan kişinin işlediği suç, Fiilin pek az önce işlendiğini gösteren eşya veya delille yakalanan kimsenin işlediği suç.
Ceza Muhakemesi Kanununun 90. Maddesinin 3. Fıkrasında; “Soruşturma ve kovuşturması şikâyete bağlı olmakla birlikte, çocuklara, beden veya akıl hastalığı, malûllük veya güçsüzlükleri nedeniyle kendilerini idareden aciz bulunanlara karşı işlenen suçüstü hallerinde kişinin yakalanması şikâyete bağlı değildir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Kolluğun Yakalama Yetkisi Nedir?
Suç işlenirken rastlanılması veya suçüstü durumunda herkes gibi yakalama yetkisi bulunan kolluğun herkesin yakalama yetkisinden farklı olarak, yakalama emri olmaksızın yakalama işlemini gerçekleştirebilmesi mümkündür. Ancak herkesin yakalama yetkisinin bulunduğu haller dışında da kolluğun yakalama yetkisi mevcuttur.
Ceza Muhakemesi Kanununun 90. Maddesinin 2. Fıkrasında; “Kolluk görevlileri, tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlenmesini gerektiren ve gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde; Cumhuriyet savcısına veya âmirlerine derhâl başvurma olanağı bulunmadığı takdirde, yakalama yetkisine sahiptirler.”
Kolluğun doğrudan yakalama yetkisini kullanabilmesi için şu şartların varlığı aranmaktadır:
- Tutuklama kararı veya yakalama emri düzenlemesini gerektiren bir durum söz konusu olmalıdır. Yakalama emri düzenlenmesini gerektiren birçok durum vardır. Bunlar;
- Soruşturma evresinde çağrı üzerine gelmeyen veya çağrı yapılamayan şüpheli hakkında, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından yakalama emri düzenlenebilir.
- Tutuklama isteminin reddi kararına itiraz halinde, itiraz mercii tarafından da yakalama emri düzenlenebilir.
- Yakalanmış iken kolluk görevlisinin elinden kaçan şüpheli veya sanık ya da tutukevi veya ceza infaz kurumundan kaçan tutuklu veya hükümlü hakkında Cumhuriyet savcıları ve kolluk kuvvetleri de yakalama emri düzenleyebilirler.
- Kovuşturma evresinde kaçak sanık hakkında yakalama emri re’sen veya Cumhuriyet savcısının istemi üzerine hâkim veya mahkeme tarafından düzenlenir.
- Gecikmesinde sakınca bulunmalıdır. Derhal işlem yapılmaması halinde suçun kanıtlarının kaybolması veya şüphelinin kaçması gibi sonuçların doğabileceği hallerde gecikmede sakınca bulunmaktadır.
- Cumhuriyet savcısına ve amirlerine başvuru olanağı bulunmamalıdır. Kolluğun cumhuriyet savcısına veya amirlerine başvurma olanağı varsa yakalama yapması mümkün değildir.
- Şikayete bağlı suçlarda şikayet koşulu gerçekleşmelidir.
- Yakalama yasağı bulunmamalıdır.
Yakalanan kişilerin nakli hususu ise Ceza Muhakemesi Kanununun 93. Maddesinde; “Yakalanan veya tutuklanarak bir yerden diğer bir yere nakledilen kişilere, kaçacaklarına ya da kendisi veya başkalarının hayat ve beden bütünlükleri bakımından tehlike arz ettiğine ilişkin belirtilerin varlığı hâllerinde kelepçe takılabilir.” Şeklinde düzenlenmiştir. Çocuklara ise zincir ve kelepçe takılması yasaktır.
Yakalanan kişi ve yakalama nedeni hakkında derhal Cumhuriyet savcısına bilgi verilerek emri doğrultusunda işlem yapılır. Yakalama işlemi derhal olarak tutanağa bağlanır.
Yakalama halinde Ceza Muhakemesi Kanununun 95. Maddesine göre; “Şüpheli veya sanık yakalandığında, gözaltına alındığında veya gözaltı süresi uzatıldığında, Cumhuriyet savcısının emriyle bir yakınına veya belirlediği bir kişiye gecikmeksizin haber verilir. Yakalanan veya gözaltına alınan yabancı ise, yazılı olarak karşı çıkmaması halinde, durumu, vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirilir.”
Yakalanan kişinin gözaltına alınacak olması veya zor kullanılarak yakalanması halinde doktor kontrolünden geçirilerek yakalanma anındaki sağlık durumu belirlenmelidir.
Yakalanan kişinin özgürlüğü sınırsız şekilde kısıtlanamaz. Hâkim veya mahkeme tarafından verilen yakalama emri üzerine soruşturma veya kovuşturma evresinde yakalanan kişi, en geç yirmi dört saat içinde yetkili hâkim veya mahkeme önüne çıkarılır. Yakalanan kişi, en geç yirmi dört saat içinde yetkili hâkim veya mahkeme önüne çıkarılamıyorsa, aynı süre içinde yakalandığı yer adliyesinde, mevcut değil ise en yakın adliyede kurulu sesli ve görüntülü iletişim sisteminin kullanılması suretiyle yetkili hâkim veya mahkeme tarafından bu kişinin sorgusu yapılır veya ifadesi alınır (CMK m.94/2).
Yakalama işlemine ilişkin Cumhuriyet savcısının yazılı emrine karşı itiraz yoluna başvurulabilir. Kanunun 91. Maddesinin 5. Fıkrasında bu durum şu şekilde düzenlenmiştir; “Yakalama işlemine, gözaltına alma ve gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin Cumhuriyet savcısının yazılı emrine karşı, yakalanan kişi, müdafii veya kanunî temsilcisi, eşi ya da birinci veya ikinci derecede kan hısımı, hemen serbest bırakılmayı sağlamak için sulh ceza hâkimine başvurabilir. Sulh ceza hâkimi incelemeyi evrak üzerinde yaparak derhâl ve nihayet yirmidört saat dolmadan başvuruyu sonuçlandırır.”
Gözaltına Alma Nedir?
Gözaltına alma, yakalanan kişinin yetkili hakim önüne çıkarılıncaya kadar veya serbest bırakılmasına kadar yasal sürede özgürlüğünün kısıtlanmasıdır. Gözaltına alınma tedbiri ihtiyari olup bu tedbire Cumhuriyet savcısı karar verebilmektedir.
Kişinin gözaltına alınabilmesi için üç koşulun varlığı aranmaktadır. Bu koşullar;
- Gözaltı tedbirinin soruşturma bakımından zorunlu olması gerekmektedir.
- Kişinin suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığı aranmaktadır.
- Cumhuriyet savcısının emri aranır. Cumhuriyet savcısının emrinin yanı sıra bazı hallerde kolluk amirleri tarafından da gözaltına alınma kararı verilebilir. Kolluk tarafından gözaltı kararı verilebilmesi için şu koşulların varlığı aranır; suçüstü durumu mevcut olmalıdır, katalog suçlardan ya da kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylardan veya toplu işlenen suçlardan biri söz konusu olmalıdır, kolluk amirine mülki amirlerce yetki verilmelidir.
Kolluk amirlerince yapılabilecek gözaltı kanunun 91. Maddesinin 4. Fıkrasında şu şekilde düzenlenmiştir; “Suçüstü hâlleriyle sınırlı olmak kaydıyla; kişi hakkında aşağıdaki bentlerde belirtilen suçlarda mülki amirlerce belirlenecek kolluk amirleri tarafından yirmi dört saate kadar, şiddet olaylarının yaygınlaşarak kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasına yol açabilecek toplumsal olaylar sırasında ve toplu olarak işlenen suçlarda kırk sekiz saate kadar gözaltına alınma kararı verilebilir. Gözaltına alma nedeninin ortadan kalkması hâlinde veya işlemlerin tamamlanması üzerine derhâl ve her hâlde en geç yukarıda belirtilen sürelerin sonunda Cumhuriyet savcısına, yapılan işlemler hakkında bilgi verilerek talimatı doğrultusunda hareket edilir. Kişi serbest bırakılmazsa yukarıdaki fıkralara göre işlem yapılır. Ancak kişi en geç kırk sekiz saat, toplu olarak işlenen suçlarda dört gün içinde hâkim önüne çıkarılır. Bu fıkra kapsamında kolluk tarafından gözaltına alınan kişiler hakkında da gözaltına ilişkin hükümler uygulanır.”
Gözaltı Süreleri Nelerdir?
Gözaltı süreleri savcının gözaltına almak için karar vermesiyle başlayıp kişinin serbest bırakılması veya mahkemece tutuklanması ile arasındaki süreyi kapsar. Gözaltı süreleri suçun bireysel veya toplu işlenmesi haline göre değişiklik gösterir.
Anayasanın 19. Maddesinin 5. Fıkrasında gözaltı süreleriyle ilgili olarak; “Yakalanan veya tutuklanan kişi, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç kırksekiz saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok dört gün içinde hâkim önüne çıkarılır. Kimse, bu süreler geçtikten sonra hakim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun bırakılamaz. Bu süreler olağanüstü hal ve savaş hallerinde uzatılabilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Ceza Muhakemesi Kanununa göre ise; “Gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren yirmidört saati geçemez. Yakalama yerine en yakın hâkim veya mahkemeye gönderilme için zorunlu süre oniki saatten fazla olamaz.” Süre ise yakalama anından itibaren başlamaktadır.
Toplu olarak işlenen suçlarda kanıtların toplanmasında güçlük ve şüpheli sayısının çokluğu nedeniyle; Cumhuriyet savcısı gözaltı süresinin, her defasında bir günü geçmemek üzere, üç gün süreyle uzatılmasına yazılı olarak emir verebilir. Gözaltı süresinin uzatılması emri gözaltına alınana derhâl tebliğ edilir.
Ceza Muhakemesi Kanununun 95. Maddesinin 1. Fıkrasına göre; “Şüpheli veya sanık yakalandığında, gözaltına alındığında veya gözaltı süresi uzatıldığında, Cumhuriyet savcısının emriyle bir yakınına veya belirlediği bir kişiye gecikmeksizin haber verilir.”
Gözaltına alma ve gözaltı süresinin uzatılmasına ilişkin Cumhuriyet savcısının emrine karşı, yakalanan kişi, müdafi veya yasal temsilcisi, eşi ya da birinci veya ikinci derece kan hısmı Sulh Ceza Hakimliğinde itiraz yoluna başvurabilir.
Gözaltına alınan kişi bırakılmazsa bu durumda sulh ceza hakiminin önüne çıkarılarak sorguya sevk edilmiş olur. Gözaltına alınan kişi bırakılmazsa buna itiraz olmasa bile en geç gözaltı süreleri sonunda hakimin önüne çıkarılır.
Gözaltı hali kişinin özgürlüğünü kısıtladığından gözaltı süresinin dolması veya sulh ceza hâkiminin kararı üzerine serbest bırakılan kişi hakkında yakalamaya neden olan fiille ilgili yeni ve yeterli delil elde edilmedikçe ve Cumhuriyet savcısının kararı olmadıkça bir daha aynı nedenle yakalama işlemi uygulanamaz.
Durdurma ve Kimlik Sorma Nedir?
Yakalama için kişi üzerinde mutlaka suç şüphesi bulunması gerekirken durdurma için makul bir nedenin bulunması yeterli olup şüphe aranmamaktadır.
Durdurma hususu Polis Vazife ve Salahiyet Kanununda şu şekilde düzenlenmiştir;
|
Durdurma yetkisinin kullanılabilmesi için umma derecesinde makul şüphe aranmaktadır. Somut emarelere dayanmayan süreklilik arz eden ve fiili durum ve keyfilik oluşturacak şekilde durdurma işlemi ise yapılamamaktadır.
Durdurma işlemine esas olan işlemin gerçekleştirilmesi niçin zorunlu olan süreden fazla durdurma yapılamayacak olup durdurma nedeninin ortadan kalkması halinde kişiler ve araçların gönderilmesine izin verilir.
Polis görevini yerine getirirken polis olduğunu belirten belgeyi gösterdikten sonra kişilere kimlik sorabilir. Kimliği belirlenemeyen kişinin mevcut olması halinde ise kişi tutularak Cumhuriyet savcısı haberdar edilir ve kimliği açıkça anlaşılana kadar gözaltına alınabilir.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi YÜCEL