Ceza Hukuku Özel Hükümler

Mala Zarar Verme Suçu ve Cezası (TCK m.151-152)

Mala zarar verme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” başlıklı ikinci kısmının “Mal Varlığına Karşı Suçlar” başlığı altında kanunun 151. ve 152. maddelerinde düzenlenmiştir.

Kişinin kendisinin malik olmadığı taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkması, bozması, yok etmesi, dağıtması, kirletmesi, işe yaramaz hale getirmesi halinde mala zarar verme suçu ortaya çıkar. Suçun temel hali bakımından kanun koyucu, ikili bir ayrım yapmıştır. Bu ayrım zarar verilen şeyin sahipli hayvan olması durumunu hükmün ikinci fıkrasında özel olarak düzenlenmiştir.

14.07.2021 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 7332 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu İle Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 17. maddesinde; “26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 151 inci maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu madde ile beraber hayvanlara zarar verilmesi mala zarar vermenin özel bir hali olmaktan çıkarılmıştır.

Mala zarar verme suçu ile korunan hukuki yarar ise mülkiyet hakkıdır.

Mala zarar verme

Madde 151- (1) Başkasının taşınır veya taşınmaz malını kısmen veya tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılamaz hale getiren veya kirleten kişi, mağdurun şikayeti üzerine, dört aydan üç yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) (Mülga:9/7/2021-7332/17 md.)

İçindekiler

Mala Zarar Verme Suçunda Fiil

Türk Ceza Kanunu’nun 151. maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçunun oluşması için, kişinin kendisine ait olmayan taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması, kullanılamaz hale getirilmesi veya kirletilmesi gerekmektedir.

Maddede belirtilen eylemlerden bir tanesinin yapılması mala zarar verme suçunun meydana gelmesi için yeterlidir. Mala zarar vermede ise kullanılan aracın önemi yoktur. Önemli olan aracın suç için elverişli nitelikte olmasıdır.

Suç icrai olarak işlenebileceği gibi, ihmal suretiyle de işlenebilir.

Suça konu şeye verilen zararın hafif ya da ağır nitelikte olmasının mala zarar verme suçu bakımından önemi bulunmamaktadır. Ancak kirleterek zarar verme seçimlik hareketinde malın önemsiz olmayacak derecede kirletilmiş olması ve kullanımının güçleşmiş olması gerekir.

Mala zarar verme suçu bakımından seçimlik hareketleri şu şekilde sıralayabiliriz:

  • Yıkma: Yalnızca taşınmazlar açısından söz konusu olan, taşınmazın bir daha kullanılamayacak duruma getirilmesini ifade eder. Bahçe çitlerinin yıkılması bu seçimlik hareketi meydana getirir.
  • Tahrip Etme: Bir eşyaya zarar vermek, kullanılamaz hale getirmek anlamına gelmektedir.
YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ 2020/10498 Esas, 2021/12088 Karar, 22.06.2021 Tarih.

Katılan … ve eşi katılan …’in aşamalarda değişmeyen anlatımı, tanık …’in beyanlarında katılan sanık …’un ve suça sürüklenen çocuk …’nın taş atarak katılanların ikametinin penceresinin camını kırdığını beyan ettikleri ile anlaşılması karşısında sanığın mahkumiyeti yerine delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu beraatine karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, katılan …’in temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA,

 

YARGITAY 6. CEZA DAİRESİ 2020/10441 Esas, 2021/11926 Karar, 22.06.2021 Tarih.

26/05/2015 tarihli bilirkişi raporuna göre kamera görüntülerinden A ve B kişisinin Billboardlara vurmuş olduklarının net bir şekilde anlaşıldığı belirtilmiş ve çelişkinin giderildiği 08/09/2015 tarihli tutanakta A kişisinin Kadir, B kişisinin … olduğunun tespit ve teşhis edildiği anlaşılmakla sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 152/1-a maddesi uyarınca mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA

 

  • Yok Etme: Bir malın hak sahibinin tekrar elde edemeyeceği şekilde ortadan kaldırma anlamına gelir.
  • Bozma: Bir malın gerektiği gibi kullanılması olanağını ortadan kaldıracak veya kullanılmasını zorlaştıracak şekilde işlemlerde bulunmaktır. Örneğin bilgisayarın bozulması.
  • Kirletmek: Bir malı kirletmek suretiyle değerinde azalmaya sebep olmayı ifade eder. Örneğin, başkasına ait arabanın üzerine boya dökülmesi gibi. Ancak kirleterek zarar verme zarar verme halinde, malın önemli derecede kirlenmiş olması ve kullanımının güçleşmiş olması gerekir

Mala Zarar Verme Suçunda Fail

Suçun faili, bir başkasının taşınır ya da taşınmaz malını kısmen ya da tamamen yıkan, tahrip eden, yok eden, bozan, kullanılmaz hale getiren veya kirleten işe yaramayacak hale getiren veya değerinin azalmasına sebebiyet veren kişidir.

Kanunda herhangi bir sınırlandırma bulunmadığından suç, faili açısından herhangi bir özellik göstermemektedir. Her gerçek kişi suçun faili olabilecektir. Ancak suçun faili, taşınır ya da taşınmaz malın sahibi olamayacaktır.

Türk Ceza Kanunu’nun 266. maddesine göre suçun faili kamu görevlisiyse ve görevi gereği elinde bulunan araç ve gereçleri suçun işlenmesi sırasında kullanmışsa verilecek ceza artırılacaktır.

El birliği veya paylı mülkiyet halindeki eşyalar üzerinde de paydaşlar bu bu suçu işleyebilmektedir.

Mala Zarar Verme Suçunda Fail

Mala Zarar Verme Suçunda Mağdur

Mala zarar verme suçunun mağduru, malın sahibi olan herkes olabilir. Mala zarar verme suçunun mağduru, taşınır ya da taşınmaz malı yıkılan, tahrip edilen, yok edilen, bozulan veya kullanılamaz hale gelen veya kirletilen kişidir.

Suçun mağduru, mülkiyet hakkına sahip kimse iken suçtan zarar gören ise o eşyadan yararlanan kişidir.

Mala Zarar Verme Suçunun Konusu

Herhangi bir mal mala zarar verme suçunun konusunu oluşturabilmektedir. “Mal” kavramından anlaşılması gereken dış maddi bir varlığı bulunan üzerinde hakimiyet kurulmuş şeydir.

Mala zarar verme suçunun konusu olan mal, başkasına ait olmalıdır. Kişinin kendisinin mülkiyetinde olan bir mala zarar vermesi, mala zarar verme suçunu oluşturmaz.

Mala zarar verme suçunun oluşabilmesi için malın kişi bakımından bir değerinin bulunması gerekir. Malın ekonomik bir değerinin olması zorunlu olmadığı gibi ekonomik değeri olmamakla birlikte mektuplar, manevi değeri bulunan eşyalar da bu suçun konusunu oluşturabilir.

Mal taşınır ya da taşınmaz olabilir. Mülkiyetin korunmasındaki amaç, malın değerinin düşürülmesi ya da malın yok edilmesi ihtimaline karşın malı korumaktır. Suçun oluşması için eşyanın kullanım amacına uygun olarak kullanılamayacak duruma gelmiş olması gereklidir. Kibrit çöpü, tükenmez kalem gibi eşyalar ise bu suçun konusu olamayacaktır.

Enerji ve gazlar da mala zarar verme suçunun konusunu oluşturabilir.

Haklar ve alacaklar ise mala zarar verme suçunun konusunu oluşturamaz.

Mala Zarar Verme Suçunun Nitelikli Halleri

Türk Ceza Kanunu’nun 152. maddesinde nitelikli haller iki grupta değerlendirilmektedir. İlk grupta malların sahip olduğu özellikler itibariyle nitelikli haller düzenlenmişken ikinci grupta ise suçun işlenişinde kullanılan araçlar dikkate alınarak nitelikli haller düzenlenmiştir.

Mala zarar vermenin nitelikli halleri

Madde 152- (1) Mala zarar verme suçunun;

a) Kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yer, bina, tesis veya diğer eşya hakkında,

b) Yangına, sel ve taşkına, kazaya ve diğer felaketlere karşı korunmaya tahsis edilmiş her türlü eşya veya tesis hakkında,

c) Devlet ormanı statüsündeki yerler hariç, nerede olursa olsun, her türlü dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğu hakkında,

d) Sulamaya, içme sularının sağlanmasına veya afetlerden korumaya yarayan tesisler hakkında,

e) Grev veya lokavt hallerinde işverenlerin veya işçilerin veya işveren veya işçi sendika veya konfederasyonlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında,

f) Siyasi partilerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve üst kuruluşlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında,

g) Sona ermiş olsa bile, görevinden ötürü öç almak amacıyla bir kamu görevlisinin zararına olarak,

İşlenmesi halinde, fail hakkında bir yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.(1)

(2) Mala zarar verme suçunun;

a) Yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak,

b) Toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmak suretiyle,

c) Radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanarak,

İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir katına kadar artırılır.(1)

(3) Mala zarar verme suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde, yukarıdaki fıkralar hükümlerine göre verilecek ceza yarısından iki katına kadar artırılır.

Kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş veya kamunun yararlanmasına ayrılmış yer, bina, tesis veya diğer eşya hakkında, işlenmesi

Kanun koyucu, kamu kurum ve kuruluşlarına ait, kamu hizmetine tahsis edilmiş bir mala yönelik zarar verme eylemini daha ağır cezayı gerektiren nitelikli bir hal olarak düzenlemiştir.

Bu nitelikli halde suç konusu eşyanın kamu kurum ve kuruluşuna ait kamu hizmetine tahsis edilmiş olmasını veya kamunun yararına yerlerde işlenmesi aranmaktadır.Kamu kurum ve kuruluşlarına örnek olarak kamu hastaneleri, üniversiteler verilebilir. Bu nitelikli hal bakımından suça konu eşyanın kimin olduğunun önemi bulunmamaktadır.

Yangına, sel ve taşkına, kazaya ve diğer felaketlere karşı korunmaya tahsis edilmiş her türlü eşya veya tesis hakkında işlenmesi

Suça konu eşyanın bu tehlike oluşturan durumların meydana getireceği durumlardan korunmak amacıyla bulunan eşya hakkında işlenmiş olması halinde faile daha ağır ceza verilecektir.

Bu eşyalara örnek olarak yangın tüpleri, ilk yardım çantaları verilebilir. Bu eşyaların daimi veya geçici olarak hazırlanmış olmasının bir önemi bulunmamaktadır.

Yangına, sel ve taşkına, kazaya ve diğer felaketlere karşı korunmaya tahsis edilmiş her türlü eşya veya tesis hakkında işlenmesi

Devlet ormanı statüsündeki yerler hariç, nerede olursa olsun, her türlü dikili ağaç, fidan veya bağ çubuğu hakkında işlenmesi

Bütün ağaçlar, bunların fidanları ve bağ çubukları bu nitelikli hal kapsamında olup bu nitelikli halin uygulanabilmesi için sayılanların dikili olması aranmaktadır.

Dikili ağaç; kökü bulunan toprakla koparılmamış ağaç anlamındadır. Bağ çubuğu ise üzüm gibi asma niteliğindeki bitkilerin fidanıdır. Ağacın meyveli olup olmadığının önemi bulunmadığı gibi ağaç, fidan veya çubuğun nerede bulunduğunun, devlet veya özel kişiye ait olmasının önemi yoktur.

Madde metninde özellikle devlet ormanı statüsündeki yerler hariç bırakılarak bu hallerde Orman Kanunu uyarınca cezalandırma yapılacaktır.

Sulamaya, içme sularının sağlanmasına veya afetlerden korumaya yarayan tesisler hakkında işlenmesi

Söz konusu nitelikli halin uygulanabilmesi için sulama ve içme sularının sağlanmasına yarayan tesislere zarar verilmiş olması gerekir. Su kanalları hangi maksat ile inşa edilmiş olursa olsun her türlü su yatakları ve sulamaya yarar yerler bu kapsamda değerlendirilmektedir.

Bu sulamaya ve içme sularının sağlanmasına, afetlerden korumaya yarar tesislerin devlete veya özel kişilere ait olup olmamasının nitelikli halin oluşumu bakımından önemi bulunmamaktadır.

Grev veya lokavt hallerinde işverenlerin veya işçilerin veya işveren veya işçi sendika veya konfederasyonlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında işlenmesi

Söz konusu nitelikli halin uygulanabilmesi için grev veya lokavt halinin mevcudiyeti aranmaktadır. Grev ve lokavt kelimelerini tanımlamak gerekirse; “işçilerin, topluca çalışmamak suretiyle işyerinde faaliyeti durdurmak veya işin niteliğine göre önemli ölçüde aksatmak amacıyla aralarında anlaşarak işi bırakmalarına haline grev, iş yerinde faaliyetin tamamen durmasına sebep olacak tarzda, işveren veya işveren vekili tarafından kendi teşebbüsü ile veya bir işveren kuruluşlunun verdiği karara uyarak işçilerin işten uzaklaştırılmasına lokavt” denilir.

Nitelikli halin konusu eşya işçi, işveren veya sendikaların mülkiyetinde olabileceği gibi bunların mülkiyetinde olmayan mallar da olabilir.

Siyasi partilerin, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının ve üst kuruluşlarının maliki olduğu veya kullanımında olan bina, tesis veya eşya hakkında işlenmesi

Siyasi parti kavramı Siyasi Partiler Kanununun 3. maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır; “Siyasi partiler, Anayasa ve kanunlara uygun olarak; milletvekili ve mahalli idareler seçimleri yoluyla, tüzük ve programlarında belirlenen görüşleri doğrultusunda çalışmaları ve açık propagandaları ile milli iradenin oluşmasını sağlayarak demokratik bir Devlet ve toplum düzeni içinde ülkenin çağdaş medeniyet seviyesine ulaşması amacını güden ve ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlardır.”

Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları da Anayasanın 135. maddesinde; “belli mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleriyle ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlakını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen hükümlere göre yargı gözetimi altında gizli oyla seçilen kamu tüzel kişileridir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu meslek kuruluşlarına örnek olarak Barolar Birliği verilebilir.

Sona ermiş olsa bile, görevinden ötürü öç almak amacıyla bir kamu görevlisinin zararına olarak işlenmesi

Kamu görevlisi, Türk Ceza Kanunu’nun 6. maddesinde; “kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi” olarak tanımlanmıştır. Bu nitelikli halin söz konusu olabilmesi için eylemin kamu görevlisine karşı işlenmesi yeterli olmayıp kamu görevlisinin yaptığı veya yapmadığı kamu görevi sebebiyle işlenmiş olması gerekir.

Fail kamu görevinden ayrılmış olsa bile, bu nitelikli hal uygulanacaktır. Örneğin polisin kestiği trafik cezası nedeniyle failin polisin arabasının tekerleklerini kesmesi durumunda, bu nitelikli hal uygulanacaktır.

Bu nitelikli hal bakımından failde öç almak kastı bulunmalıdır. Özel saikin bulunmaması halinde bu nitelikli hal söz konusu olmayacaktır.

Yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak işlenmesi

Yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanılarak mala zarar verme suçunun işlenmesi halinde mülkiyet hakkının geri kazanılması imkansızdır. Bu nedenle suça konu malın malikine daha ağır zarar verildiğinden bu durum nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.

Zarar verilen malın cinsi önemli olmayıp suçun yakarak, yakıcı veya patlayıcı madde kullanarak işlenmesi nitelikli halin uygulanması için yeterlidir.

Toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına neden olmak suretiyle işlenmesi

Bu nitelikli halin uygulanması için, failin toprak kaymasına, çığ düşmesine, sel veya taşkına bilerek, isteyerek ve mağdura ait mala zarar vererek neden olması aranmaktadır.

Failin eylemi ile, bu şekilde verilen zarar arasında illiyet bağı olmalıdır. Bu nitelikli halin uygulanması için, toprak kayması ve çığ düşmesi veya sel veya taşkının meydana gelmesi gerekir. Bu durumlar meydana gelmeksizin mala zarar verme suçu işlenirse nitelikli hal söz konusu olmayacaktır.

Radyasyona maruz bırakarak, nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanarak işlenmesi

Bu nitelikli halin söz konusu olması için, doğrudan mala yönelik nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanılması ya da malın radyasyona maruz bırakılması aranmaktadır.

Bu silahların kullanılmasının yanı sıra failin, bu araçları kullanmakla birlikte mala zarar verme kastı da bulunmalıdır.

Mala zarar verme suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici de olsa aksaması hâlinde

Türk Ceza Kanunu’nun 153. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen nitelikli hal; mala zarar verme suçunun işlenmesi sonucunda haberleşme, enerji ya da demiryolu veya havayolu ulaşımı alanında kamu hizmetinin geçici olarak aksamasıdır.

Bu nitelikli hal, 6545 Sayılı Kanun ile eklenmiş olup 28.06.2014’ten sonra işlenen fiiller bakımından uygulama alanı bulacaktır.

Mala Zarar Verme Suçunun Manevi Unsurları

Mala zarar verme suçunda başkasının malına zarar verme kastı ile hareket edilmesi gerekmektedir. Bu suç bakımından kastın varlığı için failin, malın başkasına ait olduğunu bilerek yıkma, tahrip etme, yok etme, bozma, kullanılamaz hale getirme, kirletme eylemlerini bilerek gerçekleştirmiş olması gerekir.

Bu suçun oluşması için saik aranmaz. Madde metninde bilerek ifadesine yer verilen suçlar sadece doğrudan kastla işlenebileceğinden mala zarar verme suçu olası kast ile de işlenebilecektir.

Mala zarar verme suçunun taksirle işlenen hali Türk Ceza Kanunda düzenlenmediğinden bu suçun taksirle işlenmesi mümkün değildir.

Mala Zarar Verme Suçunda Hukuka Aykırılık Unsuru

Somut olayda hukuka uygunluk sebebi bulunması halinde failin fiili cezalandırılmayacaktır.

Mağdurun rızası genel bir hukuka uygunluk sebebi olup rızanın geçerli olması şartıyla eylem hukuka uygun olacaktır. Örneğin koyunun sahibi koyununu adak üzerine kesmek üzerine vermesi halinde koyun kesilmiş olsa dahi malikin rızası bulunduğundan mala zarar verme suçu oluşmayacaktır.

Meşru savunma ise; kendisine veya başkasına yönelmiş olan gerçekleşen haksız bir saldırıyı saldırı ile orantılı olma kaydıyla engellemek için zorunlu olan hareketlerle mala zarar verildiğinde de fail, meşru savunma gereği mala zarar verme suçundan sorumlu tutulamayacaktır.

Türk Ceza Kanunu’nun 24. maddesinde; “kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.” hükmüne yer verilmiştir. Örneğin; mahkemece bir kimsenin evinin yıkılmasına karar verilmişse, mağdurun evinin yıkılması halinde mala zarar verme suçu oluşmayacaktır.

Mala Zarar Verme Suçuna Teşebbüs

Mala zarar verme suçuna ilişkin 151. maddeye göre; taşınır veya taşınmaz malın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi, yok edilmesi, bozulması, kullanılmaz hale getirilmesi veya kirletilmesi ile tamamlanır.

Fail, mala zarar verme suçuna elverişli aletlerle doğrudan doğruya icraya başlamış ancak elinde olmayan nedenlerle tamamlayamazsa  eylem teşebbüs aşamasında kalır.

Yani mala zarar verme suçu teşebbüs aşamasında kalabilir. Örneğin bir kişinin arabasına zarar vermek amacıyla taşı arabaya atan failin taşı duvara çarpar ve arabaya denk gelmezse bu durumda eylem teşebbüs aşamasında kalmış olur.

Mala Zarar Verme Suçuna İştirak

Mala zarar verme suçu bakımından iştirak ile ilgili genel hükümlerin uygulanması herhangi bir özellik göstermemektedir. Suça her türlü iştirak mümkündür

Mala Zarar Verme Suçunda İçtima

Mağdurun birden fazla malına tek eylemle zarar verilmesi veya bir malına seçimlik hareketlerden birden fazlasının yapılması halinde, tek suçtan bahsedilebilecektir.

Failin çalmış olduğu mala delilleri yok etmek vs. nedenle zarar verirse  mala zarar verme cezalandırılmayan sonraki hareket olarak değerlendirilir.

Mala zarar verme suçu, mağdurun konutuna girerek işlenirse fail hem konut dokunulmazlığının ihlali suçu, hem de mala zarar verme suçundan sorumlu olacaktır.

Aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı kişiye ait mala zarar verilirse zincirleme suç hükümleri uygulanacaktır.

Tek suç işleme iradesi ve tek eylemle birden fazla kişinin malına zarar verilmesi durumunda bir cezaya hükmedilir. Ancak ceza, dörtte birden dörtte üçüne kadar artırılabilir.

Şahsi Cezasızlık Sebebi veya Cezada İndirim Yapılmasını Gerektiren Şahsi Sebep

Türk Ceza Kanunu’nun 167. maddesi aşağıda yer verdiğimiz şekilde belirli akrabalık ilişkilerinin bulunması halinde malvarlığına ilişkin suçların cezalandırılmaması veya cezada indirime gidilmesi gerektiğini düzenlemiştir.

Şahsi cezasızlık sebebi veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebep

Madde 167- (1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların;

a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,

b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,

c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,

Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.

(2) Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.

Mala Zarar Verme Suçunda Etkin Pişmanlık

Malvarlığına karşı işlenen suçlardan olan mala zarar verme suçunda etkin pişmanlık hükmü Türk Ceza Kanunu’nun 168. maddesinde düzenlenmiştir.

  • Mala zarar verme suçu tamamlandıktan sonra ancak kovuşturma başlamadan önce failin pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı karşılaması halinde verilen ceza üçte ikisine kadar,
  • Kovuşturma başladıktan ancak hüküm verilmeden zararın tazmini halinde verilecek ceza yarısına kadar indirilir.

Kısmen geri verme veya tazmin halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için mağdurun rızası aranmaktadır.

Etkin pişmanlık

Madde 168 – (Değişik: 29/6/2005 – 5377/20 md.)

(1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (…)(1) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir.(1)

(2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.

(3) Yağma suçundan dolayı etkin pişmanlık gösteren kişiye verilecek cezanın, birinci fıkraya giren hallerde yarısına, ikinci fıkraya giren hallerde üçte birine kadarı indirilir.

Mala Zarar Verme Suçunda Muhakeme ve Yaptırım

Türk Ceza Kanunu’nun 151. maddesine göre mala zarar verme suçunun basit halinin takibi şikâyete bağlıdır. Mala zarar verme suçunun nitelikli biçimleri ise re’sen araştırılır. Şikayet hakkı ise 6 aylık süreye tabidir.

Ceza Muhakemesi Kanununun 253. maddesinin 3. fıkrasına göre etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği suçlarda uzlaştırma hükümleri uygulanamayacağından mala zarar verme suçunda uzlaştırma hükümleri uygulama alanı bulamayacaktır.

Mala zarar verme suçunda cezanın üst sınırı dikkate alındığında suçun basit hali ve nitelikli halinde görevli mahkeme, Asliye Ceza Mahkemeleridir.

Kanunun 151. maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçunu işleyen kimse, 4 aydan 3 yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılır.

Mala zarar verme suçunu işleyen fail kovuşturma başlamadan önce, verdiği zararı tazmin ederse, Türk Ceza Kanunu’nun 168/3. maddesi uyarınca verilecek ceza 1/2 oranında kovuşturma başladıktan sonra ve hüküm verilmeden önce gerçekleştirilirse, verilecek ceza 1/3’e kadar indirilecektir.

Sonuç

Ceza avukatı, tarafların hak kayıplarının önüne geçilebilmesi amacıyla gerek soruşturma gerekse de kovuşturma aşamasında büyük önem taşımaktadır. Herhangi bir ceza yargılamasının tarafı olmanız halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçerek ceza hukuku alanında tecrübeli avukatlarımızdan hukuki destek alabilirsiniz.

Av. Ahmet EKİN & Av. Ezgi YÜCEL

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu