İcra ve İflas Hukuku

Takip Hukuku Nedir?

Takip hukuku, özel hukuk ilişkisinden doğan ve yükümlüsü tarafından rızayla yerine getirilmeyen borçların devlet gücüyle zorlanarak yerine getirilmesini konu alan hukuk dalıdır. Takip hukukuna cebri icra hukuku da denilmektedir. Cebri icranın usulü, kısaca, devletin belirlediği icra organları vasıtasıyla borçlunun malvarlığına müdahale edilerek, alacak bir şey ise ve borçlunun mal varlığında mevcut ise bunun alınıp (aynen ifa), eğer aynen ifa mümkün değil ise bunun bedelinin veya alacak bir miktar para ise yeter miktarın borçludan alınıp alacaklıya verilmesidir.

Türk hukukunda istisnai birkaç düzenleme dışında, kendiliğinden hak almak yasaktır. Bu nedenle alacaklı, borçludan zor kullanarak hakkını alamaz, devletten yardım istemek zorundadır. Devletin sağlayacağı yardım ise alacaklının ya doğrudan dava açmasıyla ya da takip yapmasıyla başlar. Alacaklının dava açmasıyla devletin sağladığı hukuksal yardım medeni usul hukukunun konusuna girer. Alacaklının icra dairelerine başvurarak borçlu aleyhine takip yapmasıyla sağlanan hukuksal yardım ise takip hukukunun konusuna girer.

Takip Hukuku Özellikleri

  • Takip hukuku, alacaklı ve borçlu arasında bir dengeye dayanır; ne alacaklı ne de borçlu diğerinin aleyhine kayrılmaz. Örneğin alacaklı, elinde alacağını kanıtlayan hiçbir belge ve kanıt bulunmasa bile borçlu aleyhine icra takibi yapabilir. Bu durumda icra dairesi, alacaklıdan borcun varlığını gösteren bir kanıt veya belirti isteyemez. Usulüne uygun bir takip talebi üzerine borçluya ödeme emri göndermek zorundadır. (İİK m.60/1 , 61/1) Alacaklının istemi üzerine başlayan takip, borçlunun da itirazı üzerine hemen durur. (İİK m.61/1) Borçlunun kanıt ya da gerekçe göstermesi gerekmez.
  • Takip hukuku, etkilerini yalnızca borçlunun mal varlığı üzerinde gösterir. Borç için hapis uygulaması hukukumuzda mevcut değildir.
  • Takip hukukunda alacaklı, borç ve borçlu terimleri maddi hukuka göre daha geniş anlama sahiptir. Maddi hukukta borçlu sayılmayan kimseler takip hukukunda borçlu sayılabilmektedir.

Takip Hukukunda Taraflar

İcra ve iflas takibinin tarafları , takip talebinde alacaklı olduğunu bildirerek takip yapan kimse ile onun takip talebinde borçlu olarak gösterdiği kimsedir.

İcra Takip Avukatı

A.Taraf Ehliyeti

  • Genel Olarak

İcra takibinin taraflarının taraf ehliyetine sahip olmaları gerekir. Taraf ehliyeti , takipte alacaklı ve borçlu olabilme yeteneğidir. Hak ehliyetine sahip bulunan her gerçek ve tüzel kişi, takipte taraf ehliyetine sahiptir.

Hak ehliyeti bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişilerin de Türkiye’de yapacakları veya kendilerine karşı yapılacak olan takiplerde taraf ehliyetleri vardır. Ancak yabancı alacaklı, icra takibi yaparken teminat göstermekle yükümlüdür. (MÖHUK m.48)

İflas masasının tüzel kişiliği yoktur, taraf ehliyetine sahip olup olmadığı tartışmalıdır. Masa iflas organları tarafından temsil edilir. (İİK m.226) İflas organı dava takip yetkisini kullanır ve davanın tarafı da takip yetkisini kullanan iflas organıdır.

Gerçek Kişiler

Gerçek kişilerin hak ehliyeti olduğu için taraf ehliyetleri de vardır. Ölmüş bir kimsenin taraf ehliyeti yoktur. Bu nedenle ölmüş bir kişiye ya da ölmüş kişi adına takip yapılamaz. Bu durum kamu düzenine aykırı olup süresiz şikayete tabidir.

Şikayet başvurusu üzerine takibin iptaline karar verilmesi gerekir. Ancak borçlu aleyhine başlatılan takipte, borçlunun takip tarihinden önce öldüğünün anlaşılması durumunda takibin ölü kişi aleyhine başlatılmasının maddi bir yanılgıdan kaynaklandığını veya taraf değişikliği isteminin dürüstlük kuralına aykırı olmadığı belirlendiği takdirde, idari taraf değişikliği yapılarak takibin mirasçılara yöneltilmesi mümkündür. ( HMK 124/3) Bu durumda alacaklının ek takip talebi düzenlenerek takibin mirasçılara yöneltilmesi gerekir.

Terekenin tüzel kişiliği olmadığı için taraf ehliyeti de yoktur. (TMK m.640) Terekenin alacaklı olması durumunda elbirliği mülkiyet kuralları gereğince bütün mirasçıların birlikte takip yapmaları gerekir. (TMK m.702/2) Miras ortaklığına bir tereke temsilcisi atanmış ise icra takibinin tereke temsilcisi tarafından yapılması gerekir.

Terekenin borçlu olması durumunda ise takibin borçlunun sağlığında mı yoksa onun ölümünden sonra mı başladığına bakılır.

  1. Takip borçlunun sağlığında başlamış ve borçlu icra takibi sırasında ölmüşse takibe onun mirasını reddetmeyen bütün mirasçılarına veya tereke temsilcisine karşı devam edilmesi gerekir. (İİK m.53/2) Borçlunun sağlığında başlayan takibin mirasçılara veya miras ortaklığına karşı devam edilebilmesi için üç günlük erteleme (İİK 53/1) ve üç aylık mirasın reddi süresinin (TMK m. 606) geçmesi gerekir.
  2. aa) Borçlu icra takibi sırasında ölürse alacaklı, takibin terekeye karşı devam etmesini isteyebilir. Ancak terekenin tüzel kişiliği olmadığından takibin tereke temsilcisine yürütülmesi gerekir. Bu durumda borçlu sağ olsaydı hangi usul uygulanacak idi ise terekeye karşı ona göre takip devam (İİK 53/2)
  3. bb) Borçlu icra takibi sırasında ölürse alacaklı takibin mirası kabul etmiş mirasçılara karşı devam etmesini isteyebilir. Borçlunun ölümünden sonra mirasçılara karşı takibe devam edebilmek için onlara ödeme emri tebliğ edilmesine gerek yoktur. Mirasçılara karşı devam edebilecek takipler haciz veya rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takiplerdir. Mirasçılara karşı devam eden takip, miras bırakan hakkındaki takibin devamıdır. (İİK m.53/son) Mirasçılara karşı devam eden takip, miras bırakan hakkındaki takibin devamı olduğundan mirasçılar, miras bırakanın ölümünden önceki işlemlere itiraz edemezler.
  4. Borçlunun ölümünden sonra başlatılacak yeni takiplerin mirası kabul etmiş olan mirasçılara karşı yöneltilmesi gerekir. Alacaklılar borçlunun ölümünden sonra miras ortaklığına karşı, yeni icra takibi yapamazlar. Terekenin tüzel kişiliği yoktur.

Tüzel Kişiler

Tüzel kişilerin hak ehliyeti olduğu için taraf ehliyeti de vardır, icra takibinde borçlu ve alacaklı olabilirler.

Tasfiyesi tamamlanıp ticaret sicilinden silinerek hukuksal varlığı sona eren şirketin, taraf ehliyeti yoktur.

Tüzel Kişiliği Olmayan Topluluklar

 Tüzel kişiliği bulunmayan toplulukların, topluluk olarak taraf ehliyetleri yoktur. Örneğin adi ortaklığın ve miras ortaklığının taraf ehliyeti yoktur. Takibin bütün ortaklarca ya da onlara karşı yapılması gereklidir. Kat mülkiyetine tabi yapılarda, gider veya avans payını ödemeyen kat maliki hakkında, diğer kat maliklerinden her biri veya yönetici tarafından yönetim planına, yasaya ve genel hükümlere göre icra takibi yapılabilir. (Kat Mülkiyeti K.m.20/2)

Takip Ehliyeti

Takip ehliyeti, bir kimsenin bizzat veya atadığı bir temsilci aracılığıyla, alacaklı olarak takip ve bununla ilgili işlemleri yapabilmesi veya takibin borçlusu olarak haklarını koruyacak işlemlerde bulunabilmesi ehliyetidir. Takip ehliyeti, eylem ehliyetinin icra ve iflas hukukunda görünüm biçimidir. Ayırt etme gücüne sahip olmayan kimselerin takip ehliyeti yoktur. Ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlılar kural olarak takip ehliyetine sahip değildir. Ancak yasanın izin verdiği durumlarda takip yapabilirler.

  • Sıfat

Sıfat, takip konusu hak üzerinde sahip olunan tasarruf yetkisidir. Yani bir takip talebinde alacaklı ve borçlu olarak gösterilen kimselerin, gerçekten alacaklı ve borçlu olmaları durumudur. Taraf sıfatı, bir dava koşulu olmadığı gibi icra müdürünün re’sen gözeteceği bir olgu da değildir. Sıfat yokluğunu itiraz yoluyla tarafların ileri sürülmesi gerekir.

  • Temsil

Takip ehliyeti bulunmayan alacaklı adına onun yasal temsilcisi veya onun atayacağı vekil tarafından icra takibi yürütülür. Takip ehliyeti bulunmayan borçluya karşı yapılan icra takibinde, borçlu yasal temsilcisi veya onun atayacağı vekil tarafından temsil edilir.

Takip ehliyeti bulunmayan kişilerin yapmış oldukları icra takiplerine ve diğer işlemlere yasal temsilcileri icazet verebilir.

  • Takip Arkadaşlığı

Aynı takip içinde, alacaklı veya borçlu tarafta ya da her ikisinde birden fazla kişinin bulunmasına takip arkadaşlığı denir.

Birden fazla alacaklı, borçluya karşı tek bir takip talebi ile icra takibi yapmaya mecbursa ya da birden fazla borçluya karşı birlikte takip yapılması gerekli ise zorunlu takip arkadaşlığı vardır.

Alacaklılar, tek bir borçluya karşı hem ayrı ayrı hem de tek bir takip talebiyle birlikte takip yapabiliyorsa alacaklılar arasında; alacaklının seçimine göre borçluların hepsine ya da bir kısmına karşı takip yapabiliyorsa borçlular arasında ihtiyarı takip arkadaşlığı vardır.

Takip Sırasında Tarafların Değişmesi

İcra takibinin devamı sırasında taraf değişimi taraflardan birinin ölümü ile alacağın temliki ve borcun nakli durumlarında söz konusu olabilir.

Takip devam ederken alacaklının değişmesi durumunda yeni alacaklı, eski alacaklının kaldığı yerden takibe devam eder; borçlunun değişmesi durumunda, takip bundan sonra yeni borçluya karşı yürütülür.

İcra Takip İşlemlerinde Tatil Ve Talikler (Erteleme)

Bazı durumlarda borçluya karşı karşı icra takip işlemleri yapılamaz.Kanunda hangi zamanlarda icra takip işlemleri yapılamayacağı düzenlemiştir.Sadece icra takip işlemi niteliğinde olmayan işlemler tatil ve talik dönemlerinde yapılabilir.

İcra Takip İşlemleri

Bir işlemin icra takip işlemi sayılabilmesi için,

-İcra ve iflas organlarınca yapılması

-Borçluya karşı yapılmış olması

-Takibin ilerlemesini sağlaması

gerekmektedir.

Tatil Saat ve Günleri

İcra İflas Kanunu madde 51’de tatil saati açıkça düzenlenmiştir.İlgili kanun maddesine göre ‘’Güneşin batmasından bir saat sonra başlayıp,güneşin doğmasından bir saat önceye kadar devam eden süreye tatil saati ‘’denir.

Fakat bu kuralın istisnası vardır.:

-Gece iş görülen yerlerde(bar,kulüp,sinema vb.)gece vakti hasılat haczi yapılabilir.

-Gündüz vakti başlayan hacze gece vakti devam edilebilir.

-Borçlunun mal kaçırdığı anlaşılırsa gece vakti haciz yapılabilir.

-Gece vakti tebligat yapılabilir.

Madde 51

Güneşin batmasından bir saat sonra ile güneşin doğmasından bir saat önceye kadarki

devrede (Gece vakti) ve tatil günlerinde takip muameleleri yapılamaz. Ancak, gece iş görülen

yerlerde gece vakti hasılat haczi mümkündür. Tatil günlerinde haciz ve tebligat yapılabileceği gibi

muhafaza tedbirleri de alınabilir. Borçlunun mal kaçırdığı anlaşılırsa gece vakti dahi haciz

yapılması caizdir

Tatil günlerinden anlaşılması gereken resmi tatil günleridir.Cumhurbaşkanlığı veya bakanlık kararı ile kamu çalışanlarının idari izinli sayıldığı günler,tatil günü sayılmaz.

Aşağıdaki durumlar haricinde tatil günlerinde hiçbir icra takip işlemi yapılamaz,

Haciz yapılabilir

-Muhafaza tedbirleri alınabilir

-Tebligat yaplailir

Talik (Erteleme) Durumları

Talik durumları borçlunun özel şartının bulunmasıyla takibin ertelenmesine neden olan durumlardır.

İcra İflas Kanunu’nda düzenlenen talik halleri şunlardır:

-Borçlunun ölümü- (İİK m.53)

-Borçlunun yakınlarından birinin ölümü-(İİK m.52)

-Borçlunun tutuklu veya hükümlü olması(İİK m.54)

-Borçlunun asker olması(İİK m.54)

-Borçlunun ağır hasta olması(İİK m.55)

-Özel erteleme halleri

Talik durumlarında süreler işlemeye devam eder.Ancak sürenin son günü bir talik gününe rastlarsa süre talikin bitiminden sonra bir gün daha uzar.

Madde 56

Takip talikleri esnasında müddetlerin cerayanı durmaz. Müddetin nihayeti bir talik gününe rastlarsa müddet talikin bitiminden sonra bir gün daha uzatlır..

Mal kaçırma olasılığının bulunduğu durumlarda,tutukluluk,ağır hastalık ve askerlik durumlarında borçlunun malları haczedilebilir.

Madde 54/a

Askerlik hizmetinin devamı müddetince erler, onbaşılar ve kıta çavuşları (Uzman veya uzatmalı çavuş ve onbaşılar hariç) aleyhine takipte, icra memuru, bir mümessil tayin etmesi için kendisine münasip bir mühlet verir ve takibi bu sürenin bitmesine bırakır. Bu müddet içinde temsilci tayin edip icra dairesine bildirmeyenler hakkında takibe devam olunur.

Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde bu mühlet içinde de haciz yapılabilir.

6 – Borçlunun ağır hastalığı halinde:

Madde 55

Takip borçlunun mümessil tayin edemiyecek derecede ağır hastalığı halinde muayyen bir zaman için icra memurluğunca talik olunabilir. Ağır hastalığın resmi belge ile tahakkuku lazımdır. Mal kaçırılması ihtimali olan hallerde hastalığın devamı sırasında da haciz yapılabilir.

 Hukuk Dairesi 2012/18514 E. ,  2012/35932 K.

MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :

Şikayetçi alacaklı icra mahkemesine başvurusunda borçlunun evinde sabah saat 07:00’de haciz işlemi yapılmasını yönündeki talebinin reddine dair icra müdürlüğü kararının kaldırılmasını talep etmiştir.

İİK’nun 51. maddesine göre; “Güneşin batmasından bir saat sonra ile güneşin doğmasından bir saat önceye kadarki devrede (Gece vakti) ve tatil günlerinde takip muameleleri yapılamaz. Ancak, gece iş görülen yerlerde gece vakti hasılat haczi mümkündür. Tatil günlerinde haciz ve tebligat yapılabileceği gibi muhafaza tedbirleri de alınabilir. Borçlunun mal kaçırdığı anlaşılırsa gece vakti dahi haciz yapılması caizdir. Bir borçlu hakkında kanunda gösterilen sebeplerden dolayı icra talik edilmiş veya konkordato için mühlet verilmiş ise, o borçluya karşı takip muamelesi yapılamaz.”

Alacaklının borçlunun evinde haciz işlemi yapılmasını istediği mayıs ayı itibariyle İstanbul ilinde güneşin doğuş saati de dikkate alındığında İİK’nun 51. maddesine göre saat 7:00 hacze engel teşkil edecek bir hüküm olmadığından yasal olmayan gerekçe ile yazılı şekilde şikayetin reddine karar verilmesi doğru değildir.

SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/12/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Av.Ahmet EKİN& Stj. Av. Mervenur ÖZKAN

İlgili Makaleler

2 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu