Eşya Hukuku

Zilyetliğin Sona Ermesi ve Zilyetliğin İadesi

Zilyedin arzusu ile sona erme de iki şekilde düşünülebilir:

  • Zilyetliğin terk ile sona ermesi,
  • Zilyetliğin devri.

Zilyedin iade borcu iyiniyet veya kötüniyet durumuna göre ikiye ayrılmaktadır.

Zilyetliğin sona erme hallerini ve zilyetliğin iadesini ayrı ayrı incelemekte fayda vardır.

Zilyetliğin Terk ile Sona Ermesi

Eşya üzerindeki fiilî hâkimiyetine, zilyetliğini kaybedecek şekilde, sürekli olarak son verme durumu terk olarak nitelendirilir.

Zilyedin, mülkiyet hakkına son vermek amacıyla eşyasını terk etmesi yani eşyayı çöpe atması örnek verilebilir. Ancak şu hususu da önemle belirtmek gerekir ki, terk iradesi olmaksızın zilyetliğinde olan bir eşyayı kişinin uzun süreden beri kullanmaması terk olarak nitelendirilemez.

Örneğin, gardırobunuzda uzun süreden beri giymediğiniz bir elbise üzerindeki zilyetliğiniz terk edilmiş sayılmaz. Bu elbisenin varlığını unutmuş dahi olsanız bu sonuç değişmemektedir.

Zilyetliğin Devri

Zilyedin, mülkiyeti devretmek amacıyla şeyi başkasına teslim etmesi hâlinde de zilyetlik iradî olarak son bulmuş olur.

Zilyetliğin Fiilî Hâkimiyetin Kaybı ile Sona Ermesi

Burada zilyetlik bir kimsenin iradesi dışında, yani rızası olmaksızın kaybedilebilmektedir. Örneğin, eşyanın çalınması veya kaybedilmesi durumlarında zilyetliğin irade dışında kaybı söz konusu olur.

Dolaysız zilyedin, dolaylı zilyedin zilyetliğini tanımamaya başlaması hâli de fiilî hâkimiyetin kaybı suretiyle zilyetliğin sona ermesinin bir diğer örneğidir. Ancak, zilyedin eşya üzerindeki hâkimiyetinin geçici olarak ortadan kalkması zilyetliğin sona ermesi olarak nitelendirilemez.

Örneğin, kitabınızı amfide unuttuğunuzda veya otomobilinizi sokakta park ettiğinizde zilyetliğiniz devam eder.

Zilyetliğin Fiilî Hâkimiyetin Kaybı ile Sona Ermesi

Zilyetliğin İadesinde Uygulanacak Hükümler

Gerek hakka veya zilyetlik karinesine dayanan talepler ve gerekse hakka hiçbir şekilde dayanmayan haksız zilyetlerin iade borcu bu kapsamda değerlendirilmektedir (MK m. 993–995).

Zilyedin iade borcu iyiniyet veya kötüniyet durumuna göre ikiye ayrılır:

İyiniyetli Zilyedin İade Borcu

Zilyetliğinin haksız olduğunu bilmeyen ve bilebilecek durumda da olmayan kişiler iyiniyetli zilyet olarak tanımlanır.

Daha açık anlatımla, fiilî hâkimiyeti altındaki malı sahibi olduğunu düşündüğü hakla elinde tuttuğuna inanan zilyetler iyiniyetlidir. İyiniyetin bütün zilyetlik süresince olması gerekir.

Başlangıçta iyiniyetli iken daha sonra kötüniyetli hâle gelen (haksız olduğunu öğrenen) zilyetler, iyiniyetle devam eden devre için iyiniyetli zilyetlik, sonrası için kötü niyetli zilyetlik hükümlerine tâbi olurlar.

Örneğin, saatçiden bir saat satın aldınız iki yıl boyunca kullandınız ve iki yılın sonunda aldığınız saatin aslında çalıntı olduğunu öğrendiniz. Saatin çalıntı olduğunu öğrendiğiniz ana kadar iyiniyetlisiniz daha sonra ise kötüniyetli hâle gelmektesiniz.

Zilyet aleyhine dava açılmasının onu iyiniyetli olmaktan çıkarıp çıkaramayacağı tartışmalı olmakla birlikte Yargıtay’a göre, sadece dava açılması zilyedi kötü niyetli hâle getirmez.

  • İyiniyetli Zilyedin İade Yükümlülüğünün Kapsamı: İyiniyetli zilyet, iade zamanında elinde kalanı vermekle yükümlüdür. Bu bağlamda, zilyetliği altındaki malın yok olmasından veya zarara uğramasından sorumlu değildir. Ancak, malı elinden çıkarmakla birlikte eline ikame (karşılık) bir değer girmiş ise, bu değer sebepsiz zenginleşme teşkil ettiği ölçüde kendisinden talep edilebilir.
  • Yaptığı Masraflar Bakımından Talep Hakkı: MK masrafları üçe ayırmış ve bunlar için farklı esaslar benimsemiştir. Zorunlu masraflar eşyanın devamı için yapılması gerekli olan, aksi takdirde eşyanın yok olmasına veya önemli bir ölçüde zarara uğramasına neden olacak masraflardır. Yararlı masraflar eşyanın kıymetini, verimliliğini artıran masraflardır. İyiniyetli zilyet, eşyaya yaptığı zorunlu ve yararlı masraflarını talep etme hakkına sahiptir. Bu masraflar, yerel örf ve âdete bakılmak suretiyle objektif ölçülere göre tespit edilir. Yani bu vasıflandırma kişiden kişiye değişmez. İyiniyetli zilyet, eşyaya yaptığı zorunlu ve faydalı masrafları kendisine ödeninceye kadar eşyayı iade etmekten kaçınma hakkına sahiptir. Lüks masraflar ise eşyanın devamı için gerekli olmayan, verimliliği artırıcı bir fonksiyonu da olmayan sadece malikin zevkine hitap eden masraflardır. Ancak, iyiniyetli zilyet bu masrafları eşyaya zarar vermeden söküp alma imkânına sahip ise alır.

Kötüniyetli Zilyedin İade Borcu

Zilyetliğinin haksız olduğunu bilen veya bilebilecek durumda olan (gerekli özeni göstermiş olsa bunu öğrenebilecek olan) zilyet kötüniyetli olarak nitelendirilir.

Kötüniyetli Zilyedin İade Yükümlülüğünün Kapsamı

Kötüniyetli zilyet, şeyi hak sahibine iade etmekle beraber haksız alıkoymuş olması nedeniyle doğan her türlü zararı da tazmin etmekle yükümlüdür (MK m. 995). Temerrüde düşmüş borçlunun sorumluluğu gibi bir durum kötü niyetli zilyetler için geçerlidir.

Kötü niyetli zilyet eşyayı hak sahibine eşyanın zilyetliğine ilk geçtiği hâliyle iade etmek zorundadır. Ayrıca, eşyanın yok olması, zarara uğraması veya iadesindeki gecikme nedeniyle doğan zararların da kötüniyetli zilyet tarafından tazmin edilmesi gerekir. Tazminat sorumluluğunun doğması için kötüniyetli zilyedin kusurlu olmasına gerek yoktur. Zira kötüniyet zararın tazmini için yeterlidir.

Eşyayı kime vereceğini bilmediği sürece kötüniyetli zilyet sadece eşyaya kendi kusuru ile verdiği zararlardan sorumludur. MK, bu hükümle, hak sahibinin kimliğini öğrenmeye çalışmış ancak öğrenememiş olan kötüniyetli zilyede bir anlamda koruma sağlamıştır (m. 995).

Kötüniyetli zilyet, elde ettiği veya elde etmeyi ihmal ettiği doğal ve hukukî ürünlerden de sorumludur ve bunları tazmin ile yükümlüdür.

Kötüniyetli zilyedin, hak sahibine mevcut ürünleri aynen ve mevcut olmayan ürünlerin (sarf edilen, satılan, telef olan) bedel veya kıymetini ödemek zorundadır.

Fuzulî olarak işgal edilmiş olan taşınmaz malın, maliki tarafından kullanılmaması veya kiraya verilmemesi hâlinde dahi, o yerin işgal edilmiş olması nedeniyle işgal eden kimsenin fuzulî işgal tazminatı “ecr-i misil” adı altında bir tazminat ödemesi adalete uygun bulunmaktadır.

Eşyanın normal kullanma sonucu eskimesi şeklindeki zarar, haksız işgal sırasında her kullanmadan doğan müsbet zarar ve zilyedin normal şartlarda elde etmesi kesin olmasına rağmen yoksun kalınan fayda (menfî zarar) ecr-i misilin kapsamındadır.

Masrafları Talep Hakkı

Kötüniyetli zilyet sadece zorunlu masraflarını talep edebilir; yararlı masraflarını isteyemez ve ayrıca lüks masraflarını da zarar vermese bile söküp alamaz. Bunun yanı sıra, MK kötüniyetli zilyede iyiniyetli zilyette olduğu gibi masraflar kendisine ödeninceye kadar eşyayı iade etmekten kaçınma hakkı tanımamıştır.

Bu bağlamda değerlendirildiğinde, İyiniyetli zilyet masraflarını def’i yoluyla isteyebildiği hâlde kötüniyetli zilyet zorunlu masrafları dava yoluyla isteyebilir.

Eşya Hukuku; oldukça kapsamlı bir konu olup mülkiyet hakkınıza ilişkin herhangi bir hukuki destek talebinde bulunmanız halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişim kurarak uzman ve tecrübeli avukatlarımızla görüşme gerçekleştirebilirsiniz.

Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu