Yabancılar Hukuku

Borçlar Hukukuna İlişkin Kanunlar İhtilafı Kuralları

Yabancılık unsuru içeren sözleşmelerin tabi olacağı hukuk MÖHUK m. 24 vd. düzenlenmiştir. Bunun yanında Türkiye’nin taraf olduğu 1980 tarihli Milletler Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması (CİSG) kapsamına giren satım sözleşmeleri bakımından MÖHUK hükümlerine göre öncelikli olarak uygulanacaktır.

Genel Kural

MÖHUK m.24’te borç ilişkileri bakımından genel bir kurala yer verilmiştir. Söz konusu maddenin birinci fıkrasına göre, “Sözleşmeden doğan borç ilişkileri tarafların açık olarak seçtikleri hukuka tabidir. Sözleşme hükümlerinden veya halin şartlarından tereddüde yer vermeyecek biçimde anlaşılabilen hukuk seçimi de geçerlidir.”

Taraflarca bir hukuk seçimmai yapılmadığı takdirde, akdi borç ilişkisinin tabi olacağı hukuk 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu  m.24/4 hükmünde yer verilen objektif bağlama kuralına göre tayin olunacaktır.

Sözleşmeden doğan borç ilişkileri bakımından birincil bağlama noktası olarak tarafların seçtikleri hukuk belirlenmiştir. Hukuki seçim ya açık olarak yapılmalı ya da sözleşme hükümlerinden veya halin şartlarından tereddüde yer vermeyecek biçimde anlaşılmalıdır. Hukuki seçimi yoluyla yetkili kılınan devlet hukuku ile sözleşme ve sözleşmenin tarafları arasında bir ilişkisi bulunmasına gerek yoktur.

Taraflar kısmi hukuk seçimi yapma imkânı da tanınmıştır. Nitekim MÖHUK m.24/2’ye göre, “Taraflar, seçilen hukukun sözleşmenin tamamına veya bir kısmına uygulanacağını kararlaştırabilirler.” Hukuk seçimi taraflarca her zaman yapılabilir; seçilmiş olan hukuk her zaman değiştirilebilir.

Sözleşmenin kurulmasından sonraki hukuk seçimi, üçüncü kişilerin hakkı saklı kalmak kaydıyla geriye etkili olarak geçerlidir.

MÖHUK m.24/4 uyarınca, taraflara uygulanacak hukuku seçme imkânı verilen hallerde, taraflarda aksi kararlaştırılmadıkça, seçilen hukukun maddi hukuk hükümleri uygulanır. Bu durumda kural olarak atıf veya devam eden atıf kuralları uygulanmamaktadır.

Hukuk Seçimi Yapılmayan Hallerde Sözleşme Hangi Hukuka Tabidir?

Sözleşmeden doğan borç ilişkilerine uygulanacak hukuk kural olarak tarafların seçtiği hukuka tabidir. Ancak tarafların herhangi bir hukuku seçmemiş olması halinde yetkili hukuk, objektif bağlama kurallarına göre tespit edilir.

MÖHUK m.24/4’e göre, “Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları halinde sözleşmeden doğan ilişkiye, o sözleşmeyle en sıkı ilişkili olan hukuk uygulanır.”

Ticari veya mesleki faaliyet çerçevesinde kurulan sözleşmeler bakımından sözleşmeyle en sıkı ilişkili hukuk, karine olarak karakteristik edim borçlusunun;

  • İşyeri hukuku,
  • İşyeri birden fazlaysa sözleşmeyle en sıkı ilişki içinde bulunan hukuku,
  • İşyeri yoksa yerleşim yeri hukukudur.

Ticari veya mesleki faaliyet çerçevesinde kurulmayan sözleşmeler bakımından ise sözleşmeyle en sıkı ilişkili hukuk karine olarak karakteristik edim borçlusunun mutad meskeni hukukudur.

Hukukun Tayininde Esas Alınan Karakteristik Edim Neye Göre Belirlenir?

Sözleşmeyle en sıkı ilişkili hukukun tayininde esas alınan karakteristik edim, sözleşmeyi karakterize eden, sözleşmeye hukuki özelliğini veren, en çok rizikoyu taşıyan edimdir.

Bu noktada kabul edilen esaslardan birisi de kural olarak para borcunun karakteristik edim olmayacağıdır. Bazı sözleşmeler bakımından karakteristik edim tartışmalı olsa da bazı sözleşmeler bakımından karakteristik edim şu şekilde açıklanabilir:

  • Satım Sözleşmesi – Satıcının edimi
  • Ödünç Sözleşmesi – Ödünç verenin edimi
  • Hizmet Sözleşmesinde – Hizmet verenin edimi
  • Kefalet Sözleşmesinde – Kefilin edimi

Hukukun Tayininde Esas Alınan Karakteristik Edim Neye Göre Belirlenir?

Sözleşmeden Doğan Borç İlişkilerine Dair Özel Kanunlar İhtilafı Kuralları

Sözleşmeden doğan borç ilişkilerine dair özel kanunlar ihtilafı kurallarını ayrı ayrı incelemek gerekmektedir.

Taşınmazlara İlişkin Sözleşmeler

MÖHUK’un 25. maddesine göre, “Taşınmazlara veya onların kullanımına ilişkin sözleşmeler taşınmazın bulunduğu ülke hukukuna tabidir.” Söz konusu maddeden de anlaşıldığı üzere, taşınmazlara ilişkin sözleşmeler taşınmazların bulunduğu ülke hukukuna tabidir.

Tüketici Sözleşmeleri

MÖHUK m.26’da tüketici sözleşmelerine uygulanacak hukuk bakımından özel bir düzenleme yapılmıştır. Tüketici sözleşmelerine uygulanacak hukuk bakımından öncelikli olarak sübjektif bağlama kuralı olarak taraflara hukuk seçimi hakkı tanınmıştır.

Tarafların seçim hakkına bir sınırlama yapılmıştır. İlgili sözleşmeye uygulanacak hükümler bağlamında tarafların seçtikleri hukuk ve tarafların mutad meskeni hukuku arasında bir kıyaslama yapılmaktadır. Kıyaslama sonunda seçilen hukuk, tüketicinin mutad meskeni hukukunun tüketiciye sağladığı asgari korumadan daha iyi bir koruma sağlıyorsa seçilen hukuk geçerli aksi halde geçersiz olacaktır.

Aşağıda sayılan şartların birinin varlığı halinde tüketicinin mutad meskeni hukuku uygulanır:

  • Sözleşme, tüketicinin mutad meskeni bulunduğu ülkede, ona gönderilen özel bir davet üzerine veya ilan sonucunda kurulmuş ve sözleşmenin kurulması için tüketici tarafından yapılması gerekli hukuki fiiller bu ülkede yapılmış olmalıdır.
  • Diğer taraf veya onun temsilcisi, tüketicinin siparişini tüketicinin mutad meskeninin bulunduğu ülkede almış olmalıdır.
  • İlişkinin bir satım sözleşmesi olması halinde satıcı, tüketiciyi satın almaya ikna etmek amacıyla bir gezi düzenlemiş ve tüketici de bu gezi ile bulunduğu ülkeden başka bir ülkeye gidip siparişini orada vermiş olmalıdır.

İş Sözleşmeleri

İş sözleşmelerine uygulanacak hukuk bakımından da öncelikli olarak subjektif bağlama kuralı olarak taraflara hukuk seçimi hakkı tanınmıştır. Ancak MÖHUK m.24 kapsamında tarafların hukuk seçimine yönelik yapılan açıklamalar burada da geçerlidir.

İş sözleşmelerinde uygulanacak hukuk MÖHUK’un 27. maddesinde düzenlenmiştir. Tarafların hukuk seçimi yapmamış olmamaları halinde iş sözleşmesine, işçinin işini mutad olarak yaptığı işyeri hukuku uygulanır. İşçinin işini geçici olarak başka bir ülkede yapması halinde, bu işyeri mutad işyeri sayılmaz.

Fikri Mülkiyet Haklarına İlişkin Sözleşmeler

Fikri mülkiyet hakkının tamamen devrine ilişkin sözleşmeler ile bu hakların kullanımına ilişkin sözleşmelere uygulanacak hukuk MÖHUK m. 28’de düzenlenmiştir.

Fikri mülkiyet haklarına ilişkin uygulanacak hukuk bakımından taraflara seçim hakkı tanınmıştır.

Taraflarca hukuk seçimi yapılmadığı takdirde sözleşmeden doğan ilişkiye fikri mülkiyet hakkını veya onun kullanımı devreden tarafın sözleşmenin kuruluşu sırasındaki işyeri hukuku uygulanacaktır; işyeri yoksa kişinin mutad meskeni uygulanır.

Eşyanın Taşınmasına İlişkin Sözleşmeler

Türkiye’nin eşya taşımaya ilişkin taraf olduğu birçok milletlerarası sözleşme vardır. Milletlerarası sözleşmelerde yer alan kanunlar ihtilafı kuralları öncelikli uygulanacaktır. Eşya taşımaya ilişkin sözleşmeler öncelikli olarak subjektif bağlama noktası olarak tarafların seçtiği hukuka tabi kılınmıştır.

MÖHUK m.29/2 uyarınca tarafların hukuk seçimi yapmamış olması halinde bir şartla sözleşmenin kuruluşu sırasında taşıyıcının esas işyerinin bulunduğu ülke en sıkı ilişkili hukuka karine kabul edilerek bağlama noktası olarak belirlenmiştir.

Buna göre sözleşmenin kuruluşu sırasındaki taşıyıcın esas işyerinin bulunduğu ülke aynı zamanda yüklemenin veya boşaltmanın yapıldığı ülke veya gönderenin esas işyerinin bulunduğu ülke ise bu hukuk uygulanacaktır.

Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında BM Antlaşması (CİSG)

CİSG kapsamına giren sözleşmeler bakımından öncelikli uygulanır. CİSG maddi hukuk kurallarından oluşmaktadır. Bu antlaşmaya giren sözleşmeler bakımından MÖHUK m.24-33 hükümleri uygulanmayacaktır.

Bir satım sözleşmesinin CİSG kapsamına girebilmesi için aşağıdaki şartlar aranmaktadır:

  • Satım sözleşmesi, işyerleri (yoksa mutad meskenleri) farklı ülkelerde bulunan taraflar arasında kurulmuş olmalıdır.
  • Tarafların işyerlerinin (yoksa mutad meskenlerinin) bulunduğu devletleri tamamı anlaşmaya taraf olmalıdır veya davanın görüldüğü ülkenin kanunlar ihtilafı kuralları sözleşmeye taraf bir devletin hukukunu yetkili kılmalıdır.
  • Taraflar açıkça CİSG’i dışlamamış olmalıdır. Yukarıda şartlar gerçekleşmesine rağmen taraflar CİSG’in uygulanmayacağını açıkça kararlaştırılmışsa CİSG uygulanmayacaktır.

Milletlerarası Özel Hukuk, oldukça kapsamlı bir konu olup uzmanlık gerektirmektedir. Milletlerarası Özel Hukuka ilişkin olarak herhangi bir hukuki destek talebiniz bulunması halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.

Stj. Av. Mehmet Can CİVAN & Av. Ahmet EKİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu