İdare Hukuku

İdarenin Mali Sorumluluğu Nedir?

Sorumluluk, zarar doğuran davranışların doğurmuş olduğu sonuçları giderme yükümlülüğü olarak tanımlanır. İdarenin mali sorumluluğu, Anayasada açıkça düzenlenmiştir.

Hukuk devleti gereğince idare, işlemlerin hukuka uygunluğunun yanında işlem ve eylemlerinden doğan zararın tazmininden de sorumlu tutulur. İdari Yargılama Usulü Kanunun 2. maddesi kapsamında iptal davası ile beraber kişisel hakları ihlal edilen kimselere tam yargı davası açma hakkı tanınmıştır. Hukuk devleti idaresi, idari yargı denetimine, özel hukuk faaliyetleri ise adli yargı denetimine tabidir.

İdarenin Mali Sorumluluğunun Anayasal Kapsamı Nedir?

İdarenin mali sorumluluğu hususunda Anayasada 3 adet madde düzenlenmiştir. Bunlar m.125/7, 40/3 ve 129/5 tir.

Anayasa m.125/7 ye göre “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.”

Anayasa m.40/3 e göre “Kişinin, Resmî görevliler tarafından vaki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır.”

Anayasa m.129/5 e göre “Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları, kendilerine rücu edilmek kaydıyla ve kanunun gösterdiği şekil ve şartlara uygun olarak, ancak idare aleyhine açılabilir.”

Sorumluluğun Sebepleri Nelerdir?

İdarenin mali sorumluluğu, kusurlu sorumluluk ve kusursuz sorumluluk olmak üzere 2 tanedir. İdarenin sorumluluğu yoluna gidebilmek için somut olayda söz konusu bu 2 sorumluluktan birinin varlığı şartı aranır. Ancak idarenin aynı tutum ve davranışı için kusura dayanan sorumluluk ve kusursuz sorumluluk yoluna aynı anda gidilebilmesi mümkün değildir.

Kusurlu Sorumluluk ( Hizmet Kusuru ) Nedir?

Kusurlu sorumluluk, idarenin yürütmekte olduğu bir hizmetin kurulmasında, düzenlenmesinde ve işleyişindeki bozukluk ve aksaklıklara verilen addır. Kusurlu sorumluluk, doğrudan belli bir kamu görevlisinde bağlanamaz niteliktedir. Kusur, idari örgütlenmenin bir eseri olarak kabul edilir.

Türk hukukunda kusurlu sorumluluk hususu belli bir kanun vasıtasıyla düzenlenmemiş olup içtihatlar ile ortaya çıkmıştır.

Kusurlu Sorumluluk ( Hizmet Kusuru ) Nedir?

Kusurlu Sorumluluğun Somut Görünümleri Nelerdir?

Kusurlu sorumluluğun somut görünümleri idari hizmetin kötü işlenmesi, geç işlenmesi ve hiç işlenmemesidir.

Hizmetin Kötü İşlenmesi Nedir?

Hizmetin kötü işlenmesi; hizmetin beklenen özen, dikkat ve kalitede yapılmaması olarak ifade edilir. Hizmetin kötü işlenmesi durumunda hizmet gerektiği gibi yürütülmez.

Hizmetin Geç İşlenmesi Nedir?

Hizmetin geç işlenmesi, hizmetin makul sayılamayacak bir gecikme ile yerine getirilmesine verilen addır.

Hizmetin Hiç İşlenmemesi Nedir?

Hizmetin hiç işlenmemesi, idarenin üstlendiği faaliyetleri hiçbir şekilde yerine getirmemesi olarak tanımlanır.

Kusurlu Sorumluluğun Kamu Görevlisinin Kusurundan Ayırt Edilmesi Nasıl Olur?

Kusurlu sorumluluğun kamu görevlisinin kusurundan ayırt edilmesi hususunu hizmet kusuru ile kişisel kusurun birlikte olması ve salt kişisel kusur başlıkları altında incelemek mümkündür.

Hizmet Kusuru ile Kişisel Kusurun Birlikte Olması ( Görev Kusuru ) Nedir?

Görev kusuru, bir kamu görevlisinin kamu hukukuna tabi olan bir görevi yaparken görevin gereği olarak zarar sonucu doğuran bir davranışta bulunması durumudur. Görev kusuru; anonim değildir, bir kamu görevlisine bağlanabilir.

Görev kusurundan dolayı sorumlu olan idaredir. Bunun sebebi idarenin çalıştırdığı kamu görevlisini seçmede, eğitmede, denetim ve gözetiminde yetkili olmasıdır.

Salt Kişisel Kusur Nedir?

Kişisel kusur, kamu görevlilerinin hizmetten ayrılabilen, hizmetten bağımsız olan kusurlu davranışları olarak nitelendirilir.

Salt kişisel kusurlu kabul edilen davranışlar aşağıdaki gibidir;

  • Kamu görevlilerinin suç niteliği taşıyan eylemleri
  • Kamu görevlilerinin kötü niyetli davranışları
  • Kamu görevlilerinin ağır kusurlu olması

Kusursuz Sorumluluk Nedir?

Kusursuz sorumluluk, idarenin davranış ve tutumlarından dolayı kusurlu olmasına rağmen kusursuz tutulmasıdır. Kusursuz sorumlulukta idarenin davranışı ile uğranılan zarar arasındaki nedensellik bağının kanıtlanması şartı aranır. Ayrıca idarenin davranışı hukuka uygun olsa dahi kusursuz sorumlu olabilmesi mümkündür.

Kusursuz Sorumluluğun İlkeleri Nelerdir?

Kusursuz sorumluluğun ilkeleri; tehlike ilkesi ve kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesidir.

Tehlike ilkesi, bazı etkinliklerin bünyesinde taşımış olduğu tehlikeler sebebiyle kişilere zarar vermesi halinde bu etkinlik sahiplerinin kusurlarına bakılmadan zararın gidilmesini temel alan bir ilkedir. Tehlike ilkesinin uygulandığı durumlar idarenin tehlikeli etkinlikleri ile araç ve gereçleri, mesleki risk ve sosyal risk durumlarında uygulanır.

Kamu külfetleri karşısında eşitlik ilkesi ise idarenin hiçbir kusuru, tehlike arz eden bir etkinliği ya da araç kullanması söz konusu olmasa dahi hukuka uygun ve kamu yararı gereği bir idari faaliyetten bazı kişilerin diğer kişilerle kıyasla özel ve olağandışı bir zarara uğradığı hallerde bu zararın tazmin edilmesini esas alır.

İdari Sorumluluğun Koşulları Nelerdir?

İdarenin eylemleri dolayısıyla sorumluluk doğabilmesi için bazı koşulların varlığı aranır. Bu koşullar idari tutum ve davranış, zarar ve zarar ile eylem arasında nedensellik bağı bulunmasıdır.

İdari Tutum ve Davranış Nedir?

İdarenin sorumluluğundan söz edebilmek için aranan ilk şart bir idari tutum ya da davranış bulunmasıdır. Ayrıca kusura dayanan sorumluluk durumunda idarenin söz konusu bu hukuka aykırı tutum ya da davranışının hukuka aykırı olması koşulu da aranır.

Zarar Nedir?

Zarar, kişi ya da malvarlığında ortaya çıkan negatif değişim olarak tanımlanır. Zarar, maddi zarar ve manevi zarar olmak üzere 2 türdür. Maddi zarar, kişinin iradesi dışında mal varlığında ortaya çıkan eksilmelerdir. Manevi zarar ise kişinin fiziki yapısını zedeleyen, yaşama ve kazanma gücünün azalmasına sebep olan olayların meydana gelmesi ya da idarenin hukuka uygun olmayan davranış ya da işlemi sonucu ağır bir elem ve üzüntünün duyulmuş olması ya da şeref ve haysiyetinin rencide edilmiş olması olarak tanımlanır.

Zarar ile Eylem Arasında Nedensellik Bağının Bulunması Nedir?

İdarenin zararı karşılama sorumluluğunun doğabilmesi için aranan şartlardan biri de zarar ile eylem arasında nedensellik bağının bulunmasıdır. Aksi durumda idarenin zararı karşılama sorumluluğundan söz edilebilmesi söz konusu değildir.

İdarenin Sorumluluğunu Kaldıran ya da Azaltan Sebepler Nelerdir?

İdarenin sorumluluğunu kaldıran ya da azaltan dört temel sebep vardır. Bu sebepler mücbir sebepler, beklenmeyen durumlar, zarar görenin kusuru ve üçüncü kişinin kusurudur.

Duygu Maide KARATAŞ & Av. Ahmet EKİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu