Ceza Hukuku Genel Hükümler

Kusur Yeteneği Nedir? Kusur Yeteneğini Etkileyen Haller Nelerdir?

Ceza sorumluluğu bir kimsenin işlediği eylem sebebiyle hapis veya adli para cezasına maruz kalmasıdır. Ceza sorumluluğunun doğması için failin kastı veya taksirinin yanı sıra kusurunun olması da aranmaktadır. Kusur ve kusurluluk failin fiilinden hangi zamanlarda sorumlu olacağını gösterir.

Kusur Yeteneği Nedir?

Kusur yeteneği failin iyiyi kötüden, haklıyı haksızdan ayırabilmesi ve buna göre hareket edebilmesi yetisidir.

Kusur Yeteneği Ne Zaman Aranmalıdır?

Kusur yeteneği hareketin gerçekleştiği anda var olmalıdır. Hareketten sonra ortaya çıkan durumlar ise kusurluluk bakımından önem arz etmemektedir. Hareket varken var olan kusur yeteneğinin sonradan ortadan kalkması ceza hukuku bakımından değil ceza muhakemesi hukuku bakımından önem barındırmaktadır.

Şayet fail bilerek ve isteyerek kendisini kusur yeteneğinden yoksun hala getirirse ve bu haldeki amacı suç işlemekse bu durumda kusur yeteneğinin bulunduğunu kabul etmek gerekmektedir. Fail gerek kasti gerek taksirli olarak kendisini kusur yeteneğinden yoksun bırakmışsa da cezai sorumluluğu devam edecektir.

Kusur Yeteneğini Etkileyen Haller Nelerdir?

Yaş Küçüklüğü Nedir?

Eylemi işlediği sırada 12 yaşından küçük olan çocuğun kusur yeteneği bulunmamaktadır. Türk Ceza Kanununun 31. maddesinin 1. fıkrası bu hususta şu düzenlemeye yer vermiştir; “Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocukların ceza sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.”

 Eylemi gerçekleştirirken 12-15 yaş arasında bulunan kişilerin eylemin hukuksal anlamını ve sonuçlarını anlayıp anlamadığı somut olaya göre değerlendirilmektedir. Türk Ceza Kanununun 31. maddesinin 2. fıkrasına göre; “Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde dokuz yıldan onbir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların yarısı indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası yedi yıldan fazla olamaz.”

  15-18 yaş arası çocukların ise kusur yetenekleri var kabul edilir. İlgili maddenin 3. fıkrasına göre; “Fiili işlediği sırada onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla; müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde oniki yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Diğer cezaların üçte biri indirilir ve bu hâlde her fiil için verilecek hapis cezası oniki yıldan fazla olamaz.”

Sağır ve Dilsizlik Nedir?

Sağır ve dilsizlik anlama ve isteme yeteneğini etkilediğinden özel bir hal olarak düzenlenmesi gerekmiştir. Türk Ceza Kanununun 33. maddesine göre, “Bu Kanunun, fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmamış olan çocuklara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olanlara ilişkin hükümleri, onsekiz yaşını doldurmuş olup da yirmibir yaşını doldurmamış olan sağır ve dilsizler hakkında da uygulanır.”

Şayet eylemi gerçekleştirdiği sırada 21 yaşını doldurmuş sağır ve dilsiz kişi varsa bu durumda kusur yeteneği tam kabul edilir.

Akıl Hastalığı Nedir?

Akıl hastalığı kişinin anlama ve isteme yeteneği ile birlikte düşünme ve kavrama yeteneklerinde eksiklik doğuran hastalıklardır. Akıl hastası olan kişinin her eylem bakımından her işlediği suçta algılama ve irade yeteneğinin ortadan kalktığını söylemek doğru değildir.

Akıl hastalığının raporu kişinin davranışlarının bilirkişilerce incelenmesiyle ortaya konulacaktır. Kişinin akıl hastası olup olmadığı saptanırken gözlem altına alınması da bir zorunluluk niteliğinde değildir.

Türk Ceza Kanununun 32. maddesinde; Akıl hastalığı nedeniyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. Ancak, bu kişiler hakkında güvenlik tedbirine hükmolunur. Birinci fıkrada yazılı derecede olmamakla birlikte işlediği fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği azalmış olan kişiye, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmibeş yıl, müebbet hapis cezası yerine yirmi yıl hapis cezası verilir. Diğer hallerde verilecek ceza, altıda birden fazla olmamak üzere indirilebilir. Mahkûm olunan ceza, süresi aynı olmak koşuluyla, kısmen veya tamamen, akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri olarak da uygulanabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Geçici Nedenler Nedir?

Geçici nedenler akıl hastalığının dışında bulunan ve kusur yeteneğini ortadan kaldıran veya azaltan durumlardır. Bu hallere ateşli hastalık durumu örnek verilebilir.

Geçici nedenle ilgili olarak kanunda yer alan düzenleme; “Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez” şeklinde olup bu hükmün uygulanabilmesi için iki şartın varlığı aranmaktadır;

  • Failin bu nedenin oluşmasında kastı veya taksiri bulunmamalıdır.
  • Failin üzerinde geçici nedenin etkisi olduğu durumda suçun işlenmesi gerekmektedir.

Alkol ve Uyuşturucu Etkisi Altında Olma Nedir?

Alkol ve uyuşturucu etkisi altında olmanın hukuki sonuçları bu durumun altına iradi olarak girilip girilmediğine göre farklılık göstermektedir. Bu halde;

  • Geçici bir nedenle ya da irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle, işlediği fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez.
  • İradi olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suç işleyen kişinin ceza sorumluluğu tamdır.

Kusurluluğu Kaldıran Haller Nedir?

Zorunluluk Nedir?

Zorunluluk hali, bir hukuka uygunluk nedeni olmayıp kusurluluğu kaldıran hallerden biridir. Ancak bu durumda failin kusurlu olmadığının kabulü söz konusudur. Zorunluluk hali, failin bilerek meydana getirmediği bir tehlikeden kendisini veya başkasını kurtarmak için, tehlikeyi uzaklaştırmaya yetecek ölçüde bir eylemi gerçekleştirmesidir. Yani karşılaşılan tehlike sebebiyle üçüncü kişiye zarar verilmesi söz konusudur. Karşılaşılan tehlikenin insan veya hayvan hareketlerinden ya da doğa olaylarından kaynaklanmış olması sonucu değiştirmez, mevcut tehlike yanında gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel tehlikenin varlığı da yeterlidir.

Zorunluluk nedeninin uygulanması için şu şartların varlığı aranmaktadır;

  • Tehlikeye İlişkin Koşullar
  • Bir tehlike bulunmalıdır.
  • Tehlike kendisinin veya bir başkasının hakkına yönelmelidir.
  • Tehlikenin ortaya çıkmasına bilerek sebebiyet verilmemelidir.
  • Tehlikeye karşı koyma yükümlülüğü bulunmamalıdır.
  • Korunmaya İlişkin Koşullar
  • Tehlikeden başka türlü korunma imkanı bulunmamalıdır.
  • Tehlikenin ağırlığı ile konu ve kullanılan araç arasında orantı bulunmalıdır.

Zorunluluk Durumunun Sonuçları Şunlardır;

  • Faile ceza verilmez.
  • Mahkeme ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verir.
  • Hakkaniyet gerektirirse fail verdiği zararı karşılamak zorundadır.

Amirin Emrini İfa Nedir?

Amirin Emrini ifa bakımından kanununun 24. maddesinde düzenlemelere yer verilmiştir.

Kanunun hükmü ve amirin emri Madde 24-

(1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.

(2) Yetkili bir merciden verilip, yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri uygulayan sorumlu olmaz.

(3) Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur.

(4) Emrin, hukuka uygunluğunun denetlenmesinin kanun tarafından engellendiği hallerde, yerine getirilmesinden emri veren sorumlu olur.

 Bu halin uygulanabilmesi için şu koşulların varlığı aranmaktadır;

  • Bir emrin varlığı mevcut olmalıdır.
  • Emri verenin emir vermeye yetkili olması aranmaktadır.
  • Emrin yerine getirilmesinin görev gereği zorunlu olması aranmaktadır.
  • Emrin yasanın belirlediği koşullara uygun olması aranmaktadır.

Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur.

Kaza Ve Tesadüf Nedir?

Kaza ve tesadüf halleri kanunda açıkça düzenlenmemiş olup fail veya 3. kişiler tarafından öngörülmesi ve önlenmesi mümkün olmayan hallerdir. Beklenmeyen durumdan söz edebilmek için bir insan hareketinin bulunması şarttır.

Mücbir Sebepler Nedir?

Mücbir sebep faile yabancı olan ve onu karşı konulmaz ve önlenmez biçimde belli bir harekete iten fiillerdir. Bu nedenler Türk Ceza Kanunu kapsamında düzenlenmemiştir.

Maddi Ve Manevi Zorlama Nedir?

Failin irade yeteneğini ortadan kaldıran cebir, şiddet, korkutma veya tehdit, kusurluluğu ortadan kaldıran haldir.

Cebir ve şiddetten anlaşılması gereken husus, maddi cebirdir. Doğrudan kişinin vücudu üzerinde zorlamada bulunularak bir suç fiili işlendiğinde cebir ve şiddet hali söz konusudur. Cebir sonucunda suçu maddi olarak işleyen kişinin iradesi yoktur.

Cebir halinde kişi isteği ile hareket etmeyip, hareket ettirilmektedir. Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ile, bir kişiye suç işletilmesi halinde suç işletilen kişiye ceza verilmez.

Maddi ve manevi zorlama hali kanunun 28. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir;

Cebir ve şiddet, korkutma ve tehdit Madde 28- (1) Karşı koyamayacağı veya kurtulamayacağı cebir ve şiddet veya muhakkak ve ağır bir korkutma veya tehdit sonucu suç işleyen kimseye ceza verilmez. Bu gibi hallerde cebir ve şiddet, korkutma ve tehdidi kullanan kişi suçun faili sayılır.

 Yanılma Nedir?

Yanılma bir şeyin  gerçekte olduğundan farklı şekilde algılanmasıdır. Yanılma; suçun maddi unsurlarında yanılma, kastı kaldıran yanılma, kusurluluğu etkileyen yanılma olarak ayrılabilir.

Suçun Maddi Unsurlarında Hata:

Kast, suçun kanuni tanımındaki maddi unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Bu unsurlara ilişkin bilgisizlik, eksik veya yanlış bilgi sahibi olunması durumu ise suçun maddi unsurlarda hata olarak adlandırılır. Böyle bir hata kastın varlığına engel olur.

Suçun Nitelikli Unsurlarında Hata:

Suçun nitelikli unsurlarında hata, bir suçun daha ağır veya aha az cezayı gerektiren nitelikli unsurları hususundaki hatadır. Bu hata halinde, nitelikli unsur açısından kastın varlığından söz edilemez, fail suçun nitelikli hallerinde yanılmasından yararlanacağı hükme bağlanmıştır.

Hukuka Uygunluk Sebeplerinin Maddi Şartlarında Hata:

Bir hukuka uygunluk sebebinin maddi koşullarında hata yapılması işlenen suç açısından kastı ortadan kaldırır. Bu yanılgının kaçınılabilir olması halinde; söz konusu fiilin taksirle işlenmiş olması kanunda müstakil bir suç olarak tanımlanmış ise, fail ancak taksirinden dolayı cezalandırılabilir.

Kusurluluğu Ortadan Kaldıran veya Azaltan Bir Nedenin Maddi Şartlarında Hata:

Bu durumda failin kastı vardır, kusurluluğu da tamdır ancak o kusurunu azaltan bir sebebin etkisinde kaldığı düşüncesi ile suç işlemiştir.

Sapma Nedir?

Sapma; hareketten kaynaklanan nedensel sürecin fail tarafından öngörülenden farklı çıkması halidir. Sapma türleri, hedefte sapma, suçta sapma ve nedensellik bağında sapma olarak sıralanabilir.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi YÜCEL

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu