Dava ve Ceza Zamanaşımı

Ceza hukuku sisteminde zamanla hakların kaybı önemli bir ilkeyi yansıtır: hukuki güvenlik ve kamu düzeninin korunması. Suç işlendiği anda başlayan zamanaşımı süreci, devletin ceza kovuşturması yapma yetkisinin belirli bir süreyle sınırlanmasını sağlar.
Bu kapsamda, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen dava zamanaşımı, suçun işlendiği tarihten itibaren belirli süre geçtikten sonra kamu davasının açılmasını veya devam ettirilmesini engeller. TCK’nın 66. ila 70. maddeleri arasında düzenlenen bu kavram, adaletin zamanında tecelli etmesini sağlamakla birlikte, failin sonsuz bir cezai tehditle karşı karşıya kalmasını da önler.
Dava Zamanaşımı (TCK m. 66)
Türk Ceza Kanunu madde 66, dava zamanaşımının temel hükümlerini içerir. Bu hükme göre, belli sürelerin geçmesi halinde kamu davası açılamaz veya açılmış olsa bile devam ettirilemez. Bu süreler suçun niteliğine ve öngörülen ceza miktarına göre değişiklik gösterir:
- Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda: 40 yıl
- Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda: 30 yıl
- 20 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren suçlarda: 20 yıl
- 5 yıldan fazla ve 20 yıla kadar hapis cezasını gerektiren suçlarda: 15 yıl
- 5 yıla kadar hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda: 8 yıl
Bu süreler, suçun işlendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Eğer bu süreler içerisinde soruşturma veya kovuşturma yapılmaz ya da dava açılmazsa, kamu davası zamanaşımına uğrar.
Bazı suçlar için özel kanunlarda farklı zamanaşımı süreleri öngörülmüş olabilir. Ayrıca, çocuklara karşı işlenen bazı suçlarda zamanaşımı süreleri farklı düzenlenmiştir. Örneğin cinsel istismar suçlarında mağdurun reşit olmasından itibaren süre işlemeye başlar.
Dava Zamanaşımı Süresinin Durması veya Kesilmesi (TCK m. 67)
TCK m. 67, dava zamanaşımı süresinin durması ve kesilmesi hallerini düzenler. Bu kavramlar zamanaşımının işlememesine ya da sıfırlanarak yeniden başlamasına yol açar.
Zamanaşımının Durması
Zamanaşımının durması, belirli nedenlerle sürenin işlememesidir. Durma sebepleri ortadan kalktığında süre kaldığı yerden işlemeye devam eder.
Durma nedenlerine örnekler:
- Failin yurt dışında olması
- Yasama dokunulmazlığı nedeniyle yargılanamaması
- Savaş, doğal afet gibi olağanüstü haller
Zamanaşımının Kesilmesi
Kesilme ise zamanaşımı süresinin tamamen sıfırlanması ve kesilme nedeninin ortadan kalkmasıyla sürenin yeniden başlaması anlamına gelir. TCK m. 67/2’ye göre zamanaşımını kesen nedenler şunlardır:
- Şüpheli veya sanığın sorguya çekilmesi
- İfade alınması
- İddianamenin kabulü
- Hakkında tutuklama kararı verilmesi
- Mahkemenin esas hakkında verdiği karar
Her kesilme olayı zamanaşımı süresini yeniden başlatır. Ancak kesilmeye rağmen kamu davası, kesilmeyi gerektiren son işlemden itibaren TCK m. 66’da belirtilen sürenin yarısı kadar daha geçmezse düşmez.
Ceza Zamanaşımı (TCK m. 68)
Ceza zamanaşımı, kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen cezanın infaz edilmemesi durumunda gündeme gelir. TCK m. 68, cezanın infazının zamanaşımına uğramasını düzenler. Buna göre:
- Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasında: 40 yıl
- Müebbet hapis cezasında: 30 yıl
- 20 yıldan fazla hapis cezasında: 20 yıl
- 5 yıldan fazla hapis cezasında: 15 yıl
- 5 yıla kadar hapis veya adli para cezasında: 10 yıl
Bu süreler, mahkûmiyet kararının kesinleştiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Zamanaşımı süresi dolmuşsa, ceza infaz edilemez. Ancak bu süre içinde cezanın infazına başlanmışsa ve infaz sırasında kesilme nedenleri olmuşsa, süre yeniden işlemeye başlar.
Ceza Zamanaşımı ve Hak Yoksunlukları (TCK m. 69)
TCK m. 69, ceza zamanaşımı ile bağlantılı olarak hak yoksunlukları konusuna açıklık getirir. Buna göre, bir kişi hakkında verilen mahkûmiyet kararının ceza zamanaşımına uğraması halinde, mahkûmiyetin doğurduğu hukuki sonuçlar da ortadan kalkar.
Bu sonuçlara örnek olarak şunlar verilebilir:
- Memuriyet yasağı
- Silah taşıma yasağı
- Seçme ve seçilme hakkı kaybı
Zamanaşımı süresi dolduğunda, bu tür hak yoksunlukları da artık uygulanmaz. Ancak TCK m. 53 kapsamında düzenlenen süreli hak yoksunlukları infazın tamamlanmasına bağlanmışsa, zamanaşımı buna engel olmaz.
Müsaderede Zamanaşımı (TCK m. 70)
TCK m. 70, müsadere kararlarının zamanaşımı ile ilişkisini düzenler. Müsadere, suçtan elde edilen kazancın veya suçta kullanılan eşyanın devlete geçirilmesi anlamına gelir.
Müsadere kararları da ceza gibi bir yaptırım niteliğinde olduğu için, infazı belirli bir süre içinde gerçekleştirilmelidir. Bu süreler, ceza zamanaşımı süreleriyle aynıdır. Müsadere kararları da aşağıdaki sürelerde infaz edilmezse zamanaşımına uğrar:
- Ağırlaştırılmış müebbet hapis: 40 yıl
- Müebbet hapis: 30 yıl
- 20 yıldan fazla hapis: 20 yıl
- 5 yıldan fazla hapis: 15 yıl
- 5 yıla kadar hapis veya adli para cezası: 10 yıl
Müsadere zamanaşımı süresi içerisinde uygulanmazsa, mal geri verilir. Ancak müsadere konusu mal devletin elindeyse ve kişiye iade edilmemişse, zamanaşımı malın mülkiyetini de etkileyecektir.
Dava zamanaşımı, ceza adaletinin hızlı, etkili ve adil işlemesi açısından son derece önemlidir. TCK m. 66’dan m. 70’e kadar olan düzenlemeler hem devletin cezalandırma yetkisinin sınırlarını hem de bireylerin hukuki güvenliğini koruma amacını taşır. Zamanaşımı sürelerinin dikkatle hesaplanması, durma ve kesilme nedenlerinin analiz edilmesi, her ceza hukukçusunun dikkatle üzerinde durması gereken teknik konulardır. Ayrıca, infaz zamanaşımı ve hak yoksunlukları gibi konular da ceza yargılamasının sonuçlarını doğrudan etkiler.
Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Şevval Asude DOĞAN