Ceza Hukuku Genel Hükümler

Taksir Nedir? Unsurları Nelerdir?

Taksir, Arapça kökenli bir sözcük olup “bir işi eksik yapma” , “bir şeyi yapabilirken çekinip yapmama” gibi anlamları vardır.

Ceza hukuku anlamında taksir, failin kendisine yüklenen ödeve aykırı davranarak öngörebilme ve önleyebilme olanağına sahip bulunduğu bir sonucun gerçekleşmesine neden olmasıdır. Başka bir anlatımla failin, suç tanımına uyan hukuka aykırı eyleme iradi bir hareketle neden olması, ancak ortaya çıkan sonucu öngörmemiş veya öngörse bile istememiş olmasıdır. 

Taksir istisnai bir haksızlık şeklidir. Zira suçlar, kural olarak kasten işlenir; taksirle işlenen suçlar kanunda açıkça belirtilmektedir. 

Taksirli suçlarda fail, öngörülü ve özenli davranmamış olduğu için cezalandırılır. Bu bakımdan sorumluluğun nedeni, öngörebilme olanak ve ödevin varlığına rağmen sonuca iradi bir hareketle neden olmaktır. 

Taksirin Unsurları Nelerdir?

Taksirin Unsurları Nelerdir?

Taksirin belli başlı unsurları bulunmaktadır. 

  • Eylemin Taksirle İşlenebilen Bir Suç Olması: Taksirli sorumluluk istisnai bir sorumluluk olduğu için failin taksirli davranışından sorumlu tutulabilmesi için eylemin taksirle işlendiğinde de cezalandırılacağının yasada açıkça yazılı olması gerekir.  Yasada açıkça taksirle işlenebileceği yazılmayan bir suç ancak ksten işlenebilir. 
  • Hareketin İradi Olması: Taksirle iradi yapılan bir hareketin varlığı gerekir. Failin, hareketini bilerek ve isteyerek yapmadığı durumlarda taksirli olduğundan söz edilemez. 
  • Sonucun Öngörülebilir Olması, Ancak İstenmemesi: Taksirli suçlarda da gerek icrai gerekse ihmali hareketin iradi olması ve gerçekleşen sonucun öngörülebilir olması gerekir. İradi bir hareketin bulunmadığı takdirde taksirden söz edilemeyeceği gibi, öngörülemeyecek bir sonucun gerçekleşmesi durumunda da failin taksirli suçtan sorumluluğuna gidilmez. 
  • Dikkat ve Özen Yükümlülüğüne Aykırılık: Taksirli suçlarda istenmeyen sonucun oluşmasına failin objektif dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranışı neden olur. Dikkat ve özen yükümlülüğünün belirlenmesinde, failin kişisel yetenekleri göz önünde bulundurulmaksızın, objektif esastan hareket edilir. 
  • Nedensellik Bağı: Taksirden söz edebilmek için failin, suç tanımına uyan hukuka aykırı hareketi ile gerçekleşen sonuç arasında nedensellik bağının bulunması gerekir. Fail objektif dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmasaydı bu sonuç çıkmayacaktı denilebiliyorsa nedensellik bağının bulunduğu kabul edilir. 

Taksir Türleri Nelerdir?

Taksir kendi içerisinde türlere ayrılır. 

Bilinçli Taksir Nedir?

Bilinçli taksir, sonucun fail tarafından öngörülmüş olmasına rağmen, istenmeyerek gerçekleştirilmesidir. Örneğin sirkte bıçak atma numarası yapan cambaz, izleyicilerden birinin kafasına yerleştirdiği elmaya salladığı bıçakla onu yaralamışsa eylemi bilinçli taksirle işlediğinin kabulü gerekir. Zira cambaz bıçağın yardımcısını yaralayabileceğini öngörmüş, ancak yeteneği ve deneyimine göre sonucun gerçekleşmeyeceğine inanmıştır.

Türk Ceza Kanunu’nda bilinçli taksir şöyle ifade edilmiştir: “Kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşın, neticenin meydana gelmesi durumunda bilinçli taksir vardır.” (TCK m. 22/3).

Bilinçli taksirde gerçekleşen sonuç, fail tarafından öngörüldüğü halde istenmemiştir. Fail sonucun gerçekleşmeyeceği yönünde güçlü bir kanıya sahiptir ve bu kanının oluşması için gerekli koşullar da mevcuttur. Bu koşullara örnek olarak failin becerisi, yeteneği, deneyimleri ve olayın özellikleri gösterilebilir.

Gerçekten sonucu öngördüğü halde, sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin tehlikelilik durumu, bunu öngörmemiş olan kimsenin tehlikelilik durumu ile bir tutulamaz; sonucu öngören kimse, ne olursa olsun bu sonucu doğuracak hareketlerden kaçınmakla yükümlüdür. Örneğin (A), (B)’ye 30 metreden başındaki elmayı vurabileceğini söyler ve bunun üzerine iddialaşırlar. (B)”nin başına koyduğu elmaya (A) ateş eder ve merminin başına isabet etmesi nedeniyle (B) ağır şekilde yaralanır. Olayda (A)’nın eylemi bilinçli taksirle işlediğinin kabulü gerekir. Zira merminin (B)’yi yaralayabileceğini öngörmüş, ancak yeteneği ve deneyimine göre sonucun gerçekleşmeyeceğine inanmıştır.

Bilinçli Taksir – Olası Kast Ayrımı

Olası kast ile bilinçli taksirin ortak özelliği, sonucun fail tarafından öngörülmesidir. Gerek olası kastta gerekse bilinçli taksirde, sonuç fail tarafından öngörülmektedir. Olası kast ile bilinçli taksiri ayırt eden ölçüt, failin sonucu kabullenip kabullenmediğidir. Yani, failin sonucun gerçekleşeceğini öğrendiği andaki tutumudur.

Bilinçli taksirde, öngörülen ve gerçekleşen sonuç istenmemekte, olası kastta ise açıkça istenmemesine rağmen fail tarafından kabullenilmektedir. Olası kastta fail, öngördüğü sonucun oluşmasını kabullenip, sonucun oluşmaması için herhangi bir önlem almazken, bilinçli taksirde fail sonucu öngörmesine rağmen, şansa veya başka etkenlere hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek, öngörülen sonucun gerçekleşmeyeceği inancıyla hareket etmektedir. Olası kast iki aşamalıdır. Olası kastın olabilmesi için öncelikle failin bir asıl hedefinin olması gerekir. Fail asıl hedefin gerçekleşmesini istediği için diğer sonuçların gerçekleşmesini de kabul etmiştir. 

Bilinçsiz Taksir Nedir?

Bilinçsiz (basit, öngörüsüz, normal, adi) taksir, failin dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak öngörebilmesi mümkün olan bir sonucu öngöremeyerek gerçekleştirmesidir.

Bilinçsiz taksirde fail, özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı için başkaları tarafından öngörülebilir bir sonucu öngörememektedir. Örneğin ormanda gezen avcı, dikkat etmediği için çalıların arkasındakini keklik sanarak çiftesini ateşlemiş ve ormancıyı yaralamışsa olayda bilinçsiz taksir vardır. Zira avcı dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davrandığı için çalıların arkasında bir insan olduğunu öngörememiştir.

Bilinçli Taksir – Bilinçsiz Taksir Ayrımı

Bilinçli taksir ile bilinçsiz taksirin ortak özelliği failin sonucun gerçekleşmeyeceğine inanmasıdır. Bilinçli taksiri, bilinçsiz taksirden ayırt eden ölçüt, sonucun öngörülüp öngörülmediğidir. Yoksa hareketin iradi olup olmaması değil. Zira her iki taksir türünde de hareket iradi olarak yapılmaktadır. Bilinçsiz taksir, öngörülebilir sonucun fail tarafından öngörülmemesi iken; bilinçli taksir sonucun fail tarafından öngörülmüş olmasına rağmen istenmemiş olmasıdır.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi DEMİROCAK

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu