Yabancılar Hukuku

Evlenmeye İlişkin Kanunlar İhtilafı Kuralları

Evlenmeye ilişkin kanunlar ihtilafı kuralları, oldukça kapsamlı bir konudur.

Nişanlanma, evlenme, boşanma, evlilik mal rejimleri, soybağı ve nafaka konuları MÖHUK kapsamında ayrı kanunlar ihtilafı kurallarına tabi kılınmıştır.

Nişanlanmaya İlişkin Kanunlar İhtilafı Kuralları

Yabancılık unsuru içeren nişanlanma ilişkilerine uygulanacak hukuk MÖHUK m.12’de düzenlenmiştir. Nişanlanma bazı hukuklarda maddi hukuk müessesesi olarak tanınmamaktadır.

Nişanlanma Türk hukukunda bir aile hukuku ilişkisi olarak kabul edilirken, Fransız hukukunda nişanın bozulması şartları varsa haksız fiil olarak kabul edilmektedir. Vasıflandırma Türk hukukuna (lex fori) göre yapılmaktadır. Bu sebepten dolayı nişanlanma bir aile hukuku ilişkisi olarak vasıflandırılacaktır.

MÖHUK’un 12. maddesine göre, “(1) Nişanlanma ehliyeti ve şartları taraflardan her birinin nişanlanma anındaki milli hukukuna tabidir. (2) Nişanlılığın hükümlerine ve sonuçlarına müşterek milli hukuk, taraflar ayrı vatandaşlıkta iseler Türk hukuku uygulanır.”

Nişanlanma ehliyeti ve şartları için bağlama noktası olarak milli hukuk seçilmiştir. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu m.3 hükmü çerçevesinde her ne kadar dava tarihindeki milli hukuk dikkate alınacağı düzenlenmiş ise de, söz konusu kural nişanlama için geçerli değildir. Nişanlanma ehliyeti ve şartları “nişanlanma anındaki” milli hukuk dikkate alınacaktır.

Nişanlanmanın hüküm ve sonuçları için bağlama noktasın olarak kademeli bir düzenleme getirilmiştir. Buna göre;

  • Öncelikle tarafların müşterek milli hukukuna,
  • Müşterek milli hukuk yoksa Türk hukukuna bakılacaktır.

Söz konusu maddede nişanlanma anındaki milli hukuk denilmediğinden MÖHUK m.3’deki genel kural uygulama alanı bulacaktır. Bunun sonucu olarak nişanlanmanın hüküm ve sonuçlarına dava tarihindeki müşterek milli hukuk uygulanacaktır.

Nişanlanmanın hüküm ve sonuçlarına uygulanacak hukukun kapsamında aşağıda sayılan hususlar girmektedir:

  • Nişanlanmanın bozulmasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talepleri,
  • Hediyelerin iadesi,
  • Nişanlanmanın evliliğe zorlayıcı bir hukuki karakter taşıyıp taşımadığı,
  • Nişandan rücu.

Evlenmeye İlişkin İlişkin Kanunlar İhtilafı Kuralları

Yabancılık unsuru taşıyan evlenme ilişkilerine uygulanacak hukukun tayininde; evlenme ehliyeti ve şartları, evlenmenin şekli, evlenmenin hüküm ve sonuçları ile evlilik mal rejimleri bakımından farklı kanunlar ihtilafı kurallarının uygulanması söz konusudur.

Evlenmenin Ehliyeti ve Şartları

MÖHUK’un 13. maddesine göre, “Evlenme ve şartları, taraflardan her birinin evlenme anındaki milli hukukuna tabidir.” Evlenme ehliyet ve şartları bakımından bağlama noktası olarak milli hukuk seçilmiştir. Ancak söz konusu maddeden de anlaşılacağı üzere, evlenme ehliyet ve şartlarına taraflardan her birinin milli hukuku uygulanacağından erkek bakımından kendi milli hukuk, kadın bakımından ise yine kendi milli hukukuna göre evlenme ehliyet ve şartları değerlendirilecektir.

Evlenme engelleri ve şartları çeşitli hukuk sistemlerinde farklılık arz edebilir. Türk hukukunda evlenme engelleri aşağıda sayılmıştır:

  • Tarafların aynı cinsiyette olmaları,
  • Belli derecede yakın kan veya kayın hısımlığı,
  • Önceki evlilik,
  • Kadın için bekleme süresi,
  • Akıl hastalığı,
  • İrade sakatlığının bulunmaması,
  • Bulaşıcı hastalıkların varlığı.

Yabancı hukuktaki evlenme engelleri bakımından Türk kamu düzenini açıkça ihlal etmesi halinde yabancı hukukta yer alan bu hüküm MÖHUK m.5 uyarınca Türk kamu düzeni engeline takılır ve uygulanmaz.

Evlenmenin Ehliyeti ve Şartları

Evlenmenin Şekli

MÖHUK m.13/2’ye göre, “Evlenmenin şekline yapıldığı ülke hukuku uygulanır.” Söz konusu madde uyarınca evlenmenin şekli, evlenmenin yapıldığı ülke hukukuna tabi kılınmıştır. Dolayısıyla Türkiye’deki evlenmeler Türk hukukuna tabi olacaktır. Yabancı ülkelerde yapılan evlenmelerde şekil bakımından ilgili yabancı ülke hukukuna bakılacaktır.

Evlenmenin şeklinin, evlenme yeri hukukuna tabi olması kuralın istinası konsolosluk evlenmeleridir.

Konsolosluklarda gerçekleştirilen evlenmelerde kural olarak, konsolosluğun bulunduğu ülke hukuku değil, konsolosluğun bağlı olduğu ülke hukuku uygulanır. Türkiye’de yabancı devlet temsilciliği önünde evlenebilmek için aşağıdaki şartlar aranmaktadır:

  • Aynı devlet vatandaşı olan iki yabancının varlığı,
  • Kendi milli kanunlarının bu yetkiyi vermesi,
  • Yabancı devletin yetkili temsilcisi önünde evlenme yapılması.

Evliliğin Hüküm ve Sonuçları

MÖHUK m.13/3’e göre, “Evliliğin genel hükümleri, eşlerin müşterek milli hukukuna tabidir. Tarafların aynı vatandaşlıkta olmaları halinde müşterek mutad mesken hukuku, bulunmadığı takdirde Türk hukuku uygulanır.”  Buna göre evliliğin hüküm ve sonuçları sırasıyla şu hukuka tabi olacaktır:

  • Eşlerin müşterek milli hukuku,
  • Müşterek milli hukuk yoksa müşterek mutad mesken hukuku,
  • Müşterek milli veya mutad mesken hukuku yoksa Türk hukuku.

Evliliğin genel hükümlerine uygulanacak hukukun kapsamına şunlar girer:

  • Eşlerin hak ve yükümlülükleri,
  • Evlilik birliğinin temsili,
  • Evlenmenin kişileri statüleri,
  • Eşlerin aile konutu üzerindeki hakları.

Evlilik Mal Rejimleri

Eşlerin evlilik mallarına uygulanacak hukuku seçme imkanı kısıtlı da olsa mevcuttur. Buna göre, eşler, evlilik malları hakkında, evlenme anındaki mutad mesken hukuklarından veya milli hukuklarından birini açık olarak seçebilirler. Seçimin yapılmamış olduğu durumlarda;

  • Eşlerin evlenme anındaki müşterek milli hukuk,
  • Bulunmadığı takdirde eşlerin evlenme anındaki müşterek mutad mesken hukuku
  • Bunun da bulunmaması halinde Türk hukuku uygulanır.

Boşanmaya İlişkin Kanunlar İhtilafı Kuralları

MÖHUK’un 14. maddesine göre, “Boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri, eşlerin müşterek milli hukukuna tabidir. Tarafların ayrı vatandaşlıkta olmaları halinde müşterek mutad mesken hukuku, bulunmadığı takdirde Türk hukuku uygulanır.” Söz konusu madde uyarınca boşanma ve ayrılık sebeplerine ve hükümlerine aşağıdaki belirlenmiş sıraya göre ilgili hukuk uygulanmaktadır:

  • Eşlerin müşterek milli hukuku,
  • Müşterek mutad mesken hukuku,
  • Türk hukuku.

Boşanmaya ve ayrılığa uygulanacak hukuk belirlenirken m.3 uyarınca dava tarihindeki müşterek milli veya mutad mesken hukukları esas alınır.

Yine boşanma ve ayrılık aile hukukuna ilişkin meseleler olduğundan m.2/3 uyarınca atıf uygulanacak ve yetkili hukukun kanunlar ihtilafı kuralları dikkate alınacaktır.

Boşanma ve ayrılığa uygulanacak hukuk kapsamı;

  • Boşanma ve ayrılığın sebep ve koşulları,
  • Dava açma süreleri,
  • Tazminat talepleri,
  • Boşanma ve ayrılığın sonuçları oluşturmaktadır.

Boşanma veya ayrılığa bağlı sonuçlardan birisi de velayet ve buna bağlı meselelerdir. MÖHUK m.13/3’te bunların da boşanma veya ayrılığa uygulanacak hukuka tabi olduğu açıkça belirtilmiştir. Ancak velayet meselesi başta 1996 tarihli Velayet Sorumluluğu Sözleşmesi olmak üzere milletlerarası sözleşmelerle düzenlendiğinden bu hükmün uygulama alanı pek yoktur.

Nafakaya İlişkin Kanunlar İhtilafı Kuralları

Aile hukukunda aile bireylerin birbirlerine yardım etme yükümlülüğü vardır. Nafaka; bakım nafakası, iştirak nafakası, yardım nafakası, yoksulluk nafakası ve tedbir nafakası olmak üzere beşe ayrılmaktadır.

Yabancılık unsuru içeren nafaka ihtilafları, istisnai durumlar dışında, MÖHUK’ta yer alan hükümlerin yerine, Türkiye’nin taraf olduğu milletlerarası sözleşme hükümleri çerçevesinde ele alınmaktadır.

1956 tarihli Çocuklara Karşı Nafaka Mükellefiyetine Uygulanacak Kanuna Dair La Haye Sözleşmesi

Söz konusu sözleşmenin uygulanabilmesi için gerekli şartlar şunlardır:

  • Sadece küçüklerin nafaka talepleri hakkında uygulanabilir. (21 yaşını doldurmamış ve evli olmayan kişiler)
  • Küçüklerin üstsoylarına karşı nafaka talepleri bakımından uygulanır.
  • Küçüğün mutad meskenin bulunduğu ülke 1956 tarihli La Haye Sözleşmesi’ne taraf olmalı ve 1973 tarihli La Haye Sözleşmesi’ne taraf olmamalıdır.

Sözleşmeye göre uygulanacak hukuk;

  • Küçüğün mutad meskeni bulunduğu yer maddi hukuku
  • Başvuru makamı ülkesinin, yani lex fori kanunlar ihtilafı kuralları uyarınca yetkili olan hukuktur.

1973 tarihli Nafaka Yükümlülüğüne Uygulanacak Kanuna Dair La Haye Sözleşmesi

1956 tarihli Sözleşme uygulama alanı bulmadığı durumlarda söz konusu sözleşme uygulanır. Türkiye’nin Sözleşme’nin 15. Maddesine koyduğu çekince uyarınca nafaka borçlusu ve alacaklısının ikisinin de Türk vatandaşı olması ile nafaka borçlusunun mutad meskenin Türkiye’de olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde doğrudan Türk hukuku uygulanır.

Yan soy kan hısımları arasındaki nafaka talepleri ile kayın hısımları arasındaki nafaka talepleri hakkında söz konusu sözleşme uygulanmamaktadır. Bu durumda MÖHUK hükümleri uygulanacaktır.

Yoksulluk nafakası dışındaki nafaka talepleri bakımından uygulanacak hukuk aşağıdaki şekildeki gibidir:

  • Nafaka alacaklısının mutad meskenin bulunduğu ülke hukuku,
  • Nafaka alacaklısı ile borçlusunun müşterek milli hukuku,
  • Başvurulan merciin hukuku yani Türk hukuku.

Yoksulluk nafakası, evliliğin boşanma veya butlan ile sona ermesinden sonra eşler arasında söz konusu olan nafakadır.

Yoksulluk nafakasına uygulanacak hukuk Sözleşme’nin 8.maddesinde ayrı bir hükümle düzenlenmiştir. Buna göre boşanma, ayrılık ve butlan hallerindeki yoksulluk nafakasına ilişkin talepler boşanmaya uygulanan hukuka tabidir.

MÖHUK Hükümleri

MÖHUK hükümleri ancak milletlerarası sözleşmelerin kapsamına girmeyen nafaka talepleri bakımından uygulanır.

MÖHUK’da nafaka konusunda 3 hüküm yer almaktadır:

Evliliğin sona ermesi halinde eşler arasındaki nafaka talepleri

MÖHUK m.14/2’ye göre, “Boşanmış eşler arasındaki nafaka talepleri hakkında birinci fıkra hükmü uygulanır. Bu hüküm ayrılık ve evlenmenin butlanı hâlinde de geçerlidir.”

Boşanma, ayrılık veya butlan hallerinde eşler arasındaki nafaka talepleri hakkında boşanmaya uygulanacak hukuk uygulanır.

Boşanma ve ayrılık davası sırasındaki geçici tedbir nafaka talepleri

MÖHUK m.14/4’e göre, “Geçici tedbir taleplerine Türk hukuku uygulanır.”

Söz konusu maddeden de anlaşılacağı üzere tedbir nafaka taleplerinde Türk hukuku uygulanmaktadır.

Nafaka taleplerine ilişkin genel hüküm

MÖHUK’un 13. Maddesine göre, “nafaka talepleri, nafaka alacaklısının mutad meskeni hukukuna tabidir.”

Buna göre nafaka talepleri hakkında nafaka alacaklısının mutad meskeni hukuku uygulanır. Ancak bu hüküm milletlerarası sözleşmelerin kapsamı dışında kalan nafaka talepleri bakımından uygulanabilir.

Milletlerarası Özel Hukuk, oldukça kapsamlı bir konu olup uzmanlık gerektirmektedir. Milletlerarası Özel Hukuka ilişkin olarak herhangi bir hukuki destek talebiniz bulunması halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.

Stj. Av. Mehmet Can CİVAN & Av. Ahmet EKİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu