Kişiler Hukuku

Kişilik Hakkının Korunması

Kişilik hakkı ihlal edilen kişi, ihlalin hukuka uygunluğunu sağlayacak bir sebep bulunamadığı takdirde ihlalin sonuçlarına karşı çeşitli hukuki imkanlardan yararlanabilme hakkına sahiptir.

Kişilik hakkının korunması kapsamındaki dava hakları Türk Medeni Kanunu’nun 25. maddesinde düzenlenmiştir.

Davacı, hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir. Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir.

Davacının, maddî ve manevî tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır. Manevî tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; miras bırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez. Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir.

Kişilik Hakkı İhlal Edilen Kimselerin Açabileceği Davalar

Kişilik hakkı ihlal edilen kişiler aşağıda sayılan davaları açabilir:

  • Önleme davası,
  • Durdurma davası,
  • Tespit davası,
  • Maddi – manevi tazminat davası,
  • Vekaletsiz iş görmeye dayanan iade davası

Bir kimsenin kişiliği hayatta olduğu sürece korunur. Bundan dolayı öldükten sonra kişilik haklarına saldırıda bulunmak mümkün değildir. Hayatta olan bir kişiye karşı işlenen bir fiil sonucunda başka bir kişinin kişilik hakkının ihlal edildiği durumda hakkı ihlal edilen kişinin de ilgili dava ve talepleri ileri sürebilme hakkı vardır.

Eğer ki ihlal veya ihlal tehlikesi altındaki kişi ihlale karşı koyamayacak durumda ise kişilik hakkının korunma imkanlarına yasal temsilcisi vasıtasıyla başvurabilir.

Kişilik Hakkını Koruyucu Talep ve Davalar:

Kişilik hakkını koruyucu talep ve davalar Türk Medeni Kanununda açıkça belirtilmiştir. Bu davalar; önleme davası, durdurma davası, tespit davası, maddi – manevi tazminat davası, vekaletsiz iş görmeye dayanan iade davasıdır. Bu davalar kategorilere ayrılır. Önleme, durdurma ve tespit davaları ilk kategoride; maddi manevi tazminat ve vekaletsiz iş görmeye dayanan iade davaları ikinci kategoridedir.

İlk kategorideki davalar herhangi bir zaman aşımı süresine tabi değildir. Çünkü kişilik hakkı mutlak bir haktır ve hak düşürücü süreye tabi olamaz. Kişilik hakkına saldırı söz konusu olan durumlarda saldırı devam ettiği sürece dava açılabilir. Ayrıca kişinin bir ihale ses çıkarmaması o ihlale rızası olduğu anlamına gelmez. İlk kategorideki davayı açabilmek için davacının herhangi bir zarara uğrama şartı aranmaz aksine fayda sağlasa dahi açabilir.

İkinci kategorideki davalar zaman aşımına ve hak düşürücü süreye tabi tutulur. Maddi ve manevi tazminat davası açılabilmesi için davacının zarara uğraması gerekmektedir. Kazancın iadesi talebi davası açmak için davalının kusuru aranmaz.

Kişilik hakkını koruyucu talep ve davalar aşağıda detaylıca açıklanmıştır.

Kişilik Hakkını Koruyucu Talep ve Davalar:

Önleme Davası Nedir?

Kişilik hakkının saldırıya uğrama tehlikesi altında olduğu durumda açılabilecek davalardır. Henüz başlamamış fakat başlama tehlikesi olan saldırıların önlenmesi amacıyla açılır.

Önleme davası zamanaşımına tabi olmadığı gibi davalının kusuru da aranmaz.

Durdurma Davası Nedir?

Durdurma davaları, başlamış ve devam eden bir saldırının varlığı durumunda açılır. Bu davanın sonucunda hakim saldırı teşkil eden durumların kaldırılmasını hükmeder.

Davacının zararı olup olmadığı ve davalının kusurunun olup olmamasının bir önemi yoktur. Herhangi bir zamanaşımına tabi tutulmaz.

Tespit Davası Nedir?

Kişilik hakkına yönelik saldırıların sona erip, etkisinin hala devam ettiği durumlarda açılır. Tespit davalarındaki esas amaç, saldırı sona erdikten sonra meydana gelen hukuka aykırılıkların tespit edilmesidir. Bu davalarda davalının bir kusuru olması ve davacının da zarara uğraması gerekmez. Tespit davası, Türk Medeni Kanununun 25. Maddesinin 2. Fıkrasında ele alınmıştır.

Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir.

Maddi Tazminat Davası Nedir?

Kişilik hakkına saldırı yapılan kimse maddi tazminat davası açarak karşı taraftan tazminat talep edebilir. Kişilik hakkına saldırı teşkil eden durumların çoğunluğu salt haksız fiildir.

Bu durumda haksız fiil sonucu tazminat talep edilebilmesi için bazı şartlar gereklidir. Bu şartlar aşağıda verilmiştir:

  • Mevcut bir fiil olması
  • Fiilin hukuka aykırı olması,
  • İhlale maruz kalanın zararı bulunması
  • Fiil ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması
  • Failin kusurlu olması

Bu durumda kişilik hakkı ihlal edilen kimsenin zarara uğraması beklenir. Eğer ki ortada bir zarar yoksa maddi tazminat davasının açılması söz konusu olamaz. Zararı ispat etmekle yükümlü olan kişi mağdurdur. Ayrıca tazminat davalarında failin kusurlu olması şartı aranır. Kusuru da kast ve ihmal olarak ikiye ayırmamız mümkündür.

Kast, hukuka aykırı davranışların bilerek ve isteyerek gerçekleştirilmesidir. İhmal, hukuka aykırı sonucun dikkat ve özen eksikliği sebebiyle ortaya çıkmasıdır. Bu hususular hükmedilecek tazminatın miktarını etkiler.

Zaman aşımı açısından ihlali oluşturan fiile sözleşmeye aykırılık ya da haksız fiil olmasına göre faklı süreler uygulanır. Haksız fiil durumunda Türk Borçlar Kanununun 72. Maddesi, sözleşmeye aykırılık durumunda ise Türk Borçlar Kanununun 146. Maddesi uygulanır.

Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. Haksız fiil dolayısıyla zarar gören bakımından bir borç doğmuşsa zarar gören, haksız fiilden doğan tazminat istemi zamanaşımına uğramış olsa bile, her zaman bu borcu ifadan kaçınabilir.

Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir. Maddi tazminat davası; durdurma, tespit ve manevi tazminat davaları gibi diğer davalarla birlikte açılabilir.

Manevi Tazminat Davası Nedir?

Kişilik hakkı değerlerine saldırıda bulunulan kimseler tarafından açılabilir. Manevi tazminat talebi için gereken en önemli konu kişinin manevi olarak zarara uğramasıdır. Manevi tazminat talebi Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesinde ve Türk Medeni Kanunu’nun 25. Maddesinin 4. Fıkrasında hükme bağlanmıştır.

Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir. Hâkim, bu tazminatın ödenmesi yerine, diğer bir giderim biçimi kararlaştırabilir veya bu tazminata ekleyebilir; özellikle saldırıyı kınayan bir karar verebilir ve bu kararın yayımlanmasına hükmedebilir. Manevî tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; miras bırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez.

Ekin Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.

Duygu Maide KARATAŞ & Av. Ahmet EKİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu