Yabancılar Hukuku

Miras Hukukuna İlişkin Kanunlar İhtilafı Kuralları

Miras meselelerinin birden fazla ülke hukuku ile temas halinde olması durumunda milletlerarası özel hukuk kuralları devreye girecektir. Mirasa uygulanacak hukuk MÖHUK’un 20. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin birinci fıkrası miras hukukuna ilişkin meselelerde uygulanacak hukuk bakımından genel kuralı oluşturmaktadır.

MÖHUK m.20/1’e göre, “Miras, ölenin milli hukukuna tabidir. Türkiye’de bulunan taşınmazlar hakkında Türk hukuku uygulanır.”

MÖHUK m.20/1 uyarınca, Türkiye’de bulunan taşınmaz mallar dışındaki tüm miras hakkında belirleyici rol oynayan, mirasbırakanın milli hukukudur. Mirasa uygulanacak hukuk belirlenirken mirasçıların milli hukukunun önemi yoktur.

Mirasa uygulanacak hukuka ilişkin genel kural çerçevesinde belirlenecek hukukun kapsamına aşağıda sayılan hususlar girmektedir:

  • Yasal mirasçılar,
  • Yasal miras payları,
  • Mirasbırakanın tasarruf serbestisi ve sınırları,
  • Mirastan yoksunluk, çıkarma ve feragat,
  • Yedek ve art mirasçılık,
  • Ceninin mirasçı olup olamayacağı,
  • Ölüme bağlı tasarrufların hükümleri,
  • Miras sebebiyle istihkak davası.

Mirasa İlişkin Genel Kuralın İstisnaları

MÖHUK’ta mirasa ilişkin kurallar sadece genel kural ile sınırlı olmayıp maddede birtakım istisnalar da mevcuttur:

  • Mirasın açılması sebeplerine, iktisabına ve taksimine ilişkin hükümler terekenin bulunduğu ülke hukukuna
  • Türkiye’de bulunan mirasçısız tereke Devlete kalır.

Mirasın açılması sebepleri

Mirasın açılması sebepleri hakkında terekenin bulunduğu ülke hukuku uygulanır. Mirasın açılması sebepleri Türk hukukunda ölüm, ölüm karinesi ve gaiplik olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken bazı hususlar mevcuttur.

Nitekim gaiplik sebepleri veya gaipliğe karar verilmesi gibi konular MÖHUK m.11 kapsamında gaiplik statüsüne sahiptir.

Mirasın Kazanılması

Mirasın kazanılması hususu da terekenin bulunduğu ülke hukukuna tabidir. Türk hukukunda külli halefiyet ilkesi gereğince mirasçılar, miras bir bütün olarak miras bırakanın ölümüyle kendiliğinden kazanırlar. Ancak başka hukuk düzenlerinde mirasın kazanılması farklılık arz edebilir.

Türk hukukunda mirası kazanmak kabul beyanına bağlı olmayıp bazı yabancı hukuk kuralları gereğince kabul beyanı aranmaktadır. Yabancılık unsuru içeren uyuşmazlıkların çözümü için mirasın kazanılması konusunda terekenin bulunduğu ülke hukuku uygulanacaktır.

Mirasın Taksimi

Mirasın taksimi konusu 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu m.20/2 gereğince terekenin bulunduğu ülke hukukuna tabi kılınmıştır. Mirasın taksimi kapsamına aşağıda sayılan hususlar girmektedir:

  • Mirasçılar arasında miras ortaklığı kurulup kurulmayacağı,
  • Terekenin paylaştırma şekli,
  • Tereke payının devri,
  • Mirasta iade,
  • Mirasçıların tereke borçlarından sorumluluğuna ilişkin esaslar.

Türkiye’de Bulunan Mirasçısız Tereke

MÖHUK’un 20. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Türkiye’de bulunan mirasçısız tereke Devlete kalır.” Devletlerin ülkelerinde bulunan mirasçısız tereke üzerinde hak sahipliği iki esasa dayandırılmaktadır. Bunlar:

  • Sahipsiz mala el koyma,
  • Son mirasçılık esası.

Türk hukukunda devletin son mirasçılığı esası kabul edilmiştir. Söz konusu hüküm ile birlikte Türkiye’de bulunan mirasçısız terekenin gerek kanuni mirasçı gerekse de atanmış mirasçı sıfatıyla yabancı bir devlete geçmesini bütünüyle engellemek amacı güdülmektedir.

Türkiye’de Bulunan Mirasçısız Tereke

Ölüme Bağlı Tasarruflar

Ölüme bağlı tasarruf, miras bırakanın ölümünden sonra hükümlerini doğuracak emirlerini içeren bir hukuki işlemdir.

Türk hukukunda vasiyetnameler ve miras sözleşmeleri olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.

Ölüme bağlı tasarrufların esası hakkında MÖHUK m.20/1’de düzenlenmiş olan genel kural uygulama alanı bulmaktadır. Ölüme bağlı tasarrufta öngörülen şart ve mükellefiyetlerin geçerliliğinin tabi olduğu hukuk miras bırakanın milli hukukudur.

Ölüme Bağlı Tasarruflarda Ehliyet

MÖHUK m.20/5’e göre, “ölüme bağlı tasarruf ehliyeti, tasarrufta bulunanın, tasarrufun yapıldığı anındaki milli hukukuna tabidir.” Söz konusu hüküm ehliyete ilişkin genel kuralı oluşturan m.9 ile uyum halindedir. Nitekim iki madde bakımından ilgilinin milli hukuku yetkili kılınmıştır.

Ancak söz konusu hüküm ile birlikte m.9 da düzenlenmiş olan genel kural bakımından bir istisna getirilmiştir. Madde 9’dan farklı olarak ölüme bağlı tasarruflarda tasarrufun yapıldığı an sabit statü olarak belirlenmiştir.

Ölüme Bağlı Tasarruflarda Şekil

MÖHUK m.20/4’e göre, “Ölüme bağlı tasarrufun şekline 7 nci madde hükmü uygulanır. Ölenin millî hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarruflar da geçerlidir.”

Söz konusu hükmün yanında Türkiye 1961 tarihli “Vasiyet Tasarruflarının Biçimine İlişkin Kanun Uyuşmazlıkları Konusunda La Haye Sözleşmesine” taraftır. Sözleşme yabancılık unsuru içeren tüm vasiyetnameler bakımından uygulama alanı bulur. Bu sebepte dolayı söz konusu hüküm vasiyetname dışındaki ölüme bağlı tasarruflar bakımından uygulanır.

MÖHUK m.20/4 uyarınca ölüme bağlı tasarrufun şekline m.7 hükmü uygulanır. Ölenin millî hukukuna uygun şekilde yapılan ölüme bağlı tasarruflar da geçerlidir. Dolayısıyla vasiyetname dışındaki ölüme bağlı tasarruflar şu üç bağlama noktasına göre tespit edilecek hukuklardan birisine göre geçerliyse ölüme bağlı tasarrufun geçerli şekilde yapıldığı sonucuna ulaşılacaktır.

  • Tasarrufun yapıldığı ülke hukuku,
  • Ölüme bağlı tasarrufun esasına uygulanan hukuk,
  • Ölenin milli hukuku.

Yukarıda da belirtildiği gibi vasiyetnamelerde 1961 tarihli sözleşme uygulanır. Sözleşmenin amacı vasiyetnameleri geçersiz olmasının önüne geçmek ve olabildiğince ayakta tutmaktır.

Aşağıda sayılan bağlama noktalarından birisine göre geçerli olan vasiyetname geçerli olarak kabul edilecektir:

  • Vasiyetnamenin yapıldığı ülke hukuku,
  • Vasiyetname yapıldığı andaki milli hukuk,
  • Vasiyetçinin ölüm anındaki milli hukuk,
  • Vasiyetçinin vasiyetname yaptığı andaki mutad meskeninin bulunduğu ülke hukuku,
  • Vasiyetçinin ölümü anındaki mutad meskeninin bulunduğu ülke hukuku,
  • Vasiyetçinin vasiyetname yaptığı andaki yerleşim yeri,
  • Vasiyetçinin ölümü anındaki yerleşim yeri,
  • Taşınmazlar bakımından taşınmazların bulunduğu ülke hukuku.

Milletlerarası Özel Hukuk, oldukça kapsamlı bir konu olup uzmanlık gerektirmektedir. Milletlerarası Özel Hukuka ilişkin olarak herhangi bir hukuki destek talebiniz bulunması halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.

Stj. Av. Mehmet Can CİVAN & Av. Ahmet EKİN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu