Temsile İlişkin Kanunlar İhtilafı Kuralları
Bir hukuki işlemin bir başka kişinin nam ve hesabına yapılması ve yapılan işlemin hukuki sonuçlarının bu kişi üzerinde doğması temsilin konusu oluşturmaktadır.
Yabancılık unsuru bulunan durumlarda uygulanacak hukukun tayini, temsil yetkisinin kaynağına göre farklılık arz etmektedir.
Temsil yetkisi MÖHUK’un 30. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre;
“(1) Temsilci ile temsil olunan arasındaki hukukî ilişkiden doğan temsil yetkisi, aralarındaki sözleşmeden doğan ilişkiye uygulanan hukuka tâbidir.
(2) Temsilcinin bir fiilinin, temsil olunanı üçüncü kişiye karşı taahhüt altına sokabilmesi için aranan şartlara temsilcinin işyeri hukuku uygulanır. Temsilcinin işyeri bulunmadığı veya üçüncü kişi tarafından bilinemediği veya yetkinin işyeri dışında kullanıldığı durumlarda temsil yetkisi, yetkinin fiilen kullanıldığı ülke hukukuna tâbidir. Yetkisiz temsilde, temsilci ile üçüncü kişi arasındaki ilişkiye de bu fıkra hükmü uygulanır.
(3) Temsilci ile temsil olunan arasında hizmet ilişkisi varsa ve temsilcinin bağımsız bir işyeri yoksa temsil yetkisi, temsil olunanın işyerinin bulunduğu ülke hukukuna tâbidir.”
Temsil yetkisi kanuni temsil ve iradi temsil olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Temsile uygulanacak hukuk bu ikili ayrıma göre belirlenmektedir.
Kanuni Temsile Uygulanacak Hukuk
Kanuni temsile uygulanacak hukuka ilişkin Türk hukukunda herhangi bir özel kanunlar ihtilafı kuralı mevcut değildir.
MÖHUK m.30’daki düzenlenmiş olan temsil yetkisi kanuni temsilde uygulama alanı bulmaz.
Milletlerarası özel hukukta, kanuni temsil yetkisinin, kanuni temsili tesis eden hukuki ilişkiye uygulanan hukuka tabi olduğu kabul edilmektedir. Buna göre;
- Tüzel kişilerin organlarının temsil yetkisine, tüzel kişinin hak ve fiil ehliyetinin tabi olduğu hukuk (MÖHUK m.9/4-5),
- Anne ve babanın çocukları üzerindeki kanuni temsil hakkı olan velayet, soybağı statüsüne (MÖHUK m.17),
- Vasinin kanuni temsil yetkisi vesayet statüsüne tabi tutulur. (MÖHUK m.10)
İradi Temsile Uygulanacak Hukuk
Türk hukukunda yabancılık unsuru taşıyan iradi temsile uygulanacak hukuk, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu m.30’de düzenlenmiştir.
MÖHUK’un 30. maddesi sadece temsil yetkisini düzenlememekte, aynı zamanda;
- Dış temsili,
- Temsilcinin iç ilişkisindeki sorumluluğunu,
- Yetkisiz temsile uygulanacak hukuk gibi konuları da düzenler.
Temsilci ile temsil olunan arasındaki hukuki ilişkiden doğan temsil yetkisi, aralarındaki sözleşmeden doğan ilişkiye uygulanan hukuka tabidir.
Temsilci ile temsil olunan arasındaki iç ilişki aralarındaki sözleşmenin tabi olduğu hukuka tabidir.
Bu durumda MÖHUK 24. maddesinde düzenlenmiş olan “sözleşmeden doğan borç ilişkilerinde uygulanacak hukuk” başlıklı hüküm uygulama alanı bulacaktır. Böyle bir temsil yetkisinin temelinde vekalet akdi, hizmet akdi veya ortaklık akdi bulunabilir.
Temsilci ile üçüncü kişiler arasındaki dış ilişkiye uygulanacak hukuk MÖHUK m.30/2’de düzenlenmiştir. Temsilcinin bir fiilinin temsil olunanı üçünü kişiye karşı taahhüt altına sokabilmesi için aranan şartlar temsilcinin işyeri hukukuna tabi kılınmıştır. Ancak bazı durumlarda yetkinin fiilen kullanıldığı ülke hukuku uygulanacaktır. Bu haller aşağıda sayılmıştır:
- Temsilcinin işyeri bulunmadığı haller,
- Temsilcinin işyerinin üçüncü kişi tarafından bilinemediği haller,
- Temsil yetkisinin işyeri dışında kullanıldığı haller.
Yetkisiz temsilde, temsilci işe üçüncü kişi arasındaki ilişkiye de söz konusu madde uygulanmaktadır.
Dış temsil yetkisinde işyerinin bulunduğu ülke hukuku uygulanabilmesi için aşağıda sayılan iki şartın varlığı aranmaktadır.
- Temsilci ile temsil olunan arasında hizmet ilişkisinin varlığı,
- Temsilcilerin bağımsız bir işyerinin olması.
Milletlerarası Özel Hukuk, oldukça kapsamlı bir konu olup uzmanlık gerektirmektedir. Milletlerarası Özel Hukuka ilişkin olarak herhangi bir hukuki destek talebiniz bulunması halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçebilirsiniz.
Stj. Av. Mehmet Can CİVAN & Av. Ahmet EKİN