İnsan Hakları Hukuku

AİHS’de Ortak Unsurlar (m. 8,9,10 ve 11)

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8, 9, 10 ve 11. maddelerine ilişkin olarak ortak unsurları incelemek gerekmektedir. Söz konusu madde hükümlerinde yer alan haklar şu şekildedir:

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 8. 9. 10. ve 11. maddelerin ortak unsurları ilgili hakka bir müdahalenin varlığı, hukukilik koşulu, meşru amacın varlığı, demokratik toplumun gerekliliğidir.

Özel ve Aile Hayatına Saygı Hakkı

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesinde “Özel ve Aile Hayatına Saygı Hakkı” düzenlenmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

Madde-8

1. Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.

2. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir.

8.MADDE/2.FIKRA: Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamı tarafından, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin ya da ülkenin ekonomik refahının yararı, suçun ya da düzensizliğin önlenmesi, sağlığın ya da ahlakın korunması için, yahut başkalarının haklarının ve özgürlüklerinin korunması için, hukuka uygun olarak yapılan ve bir demokratik toplumda gerekli bulunanlar hariç, hiçbir müdahale olmayacaktır.

Düşünce, Vicdan ve Din Özgürlüğü

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 9. maddesinde “Düşünce, Vicdan Ve Din Özgürlüğü” düzenlenmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

Madde-9

1. Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir; bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, kamuya açık veya kapalı ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir.

2. Din veya inancını açıklama özgürlüğü, sadece yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda kamu güvenliğinin, kamu düzeninin, genel sağlık veya ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli sınırlamalara tabi tutulabilir.

9.MADDE/2.FIKRA: Bir kimsenin dinini ya da inancını açıklama özgürlüğü ancak, kamu emniyeti yararı, kamu düzeninin, sağlığın ya da ahlakın korunması için yahut başkalarının haklarının ve özgürlüklerinin korunması için, hukukun öngördüğü ve bir demokratik toplumda gerekli olan sınırlamalara tabi tutulacaktır.

İfade Özgürlüğü

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. maddesinde “İfade Özgürlüğü” düzenlenmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

Madde-10

1. Herkes ifade özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak, kamu makamlarının müdahalesi olmaksızın ve ülke sınırları gözetilmeksizin, kanaat özgürlüğünü ve haber ve görüş alma ve de verme özgürlüğünü de kapsar. Bu madde, Devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine tabi tutmalarına engel değildir.

2. Görev ve sorumluluklar da yükleyen bu özgürlüklerin kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, gizli bilgilerin yayılmasının önlenmesi veya yargı erkinin yetki ve tarafsızlığının güvence altına alınması için gerekli olan bazı formaliteler, koşullar, sınırlamalar veya yaptırımlara tabi tutulabilir.

10.MADDE/2.FIKRA: Bu özgürlüklerin kullanımı, ödevler ve sorumluluklar ile yürütüleceğinden, ulusal güvenliğin, ülke bütünlüğünün ya da kamu emniyetinin yararı, düzensizliğin ya da suçun önlenmesi için, sağlığın ya da ahlakın korunması için, başkalarının şöhret ve haklarının korunması için, gizli bilginin edinilerek açığa çıkmasının önlenmesi için, yahut yargılama organlarının yetke ve tarafsızlığının muhafaza edilmesi için, hukukun öngördüğü ve demokratik bir toplumda gerekli bulunan türdeki formalitelere, koşullara, kayıtlamalara ya da cezalara tabi tutulabilir.

Toplantı ve Dernek Kurma Özgürlüğü

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesinde “Toplantı ve Dernek Kurma Özgürlüğü” düzenlenmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

Madde-11

1. Herkes barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hak, çıkarlarını korumak amacıyla başkalarıyla birlikte sendikalar kurma ve sendikalara üye olma hakkını da içerir.

2. Bu hakların kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplum içinde ulusal güvenliğin, kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli olanlar dışındaki sınırlamalara tabi tutulamaz. Bu madde, silahlı kuvvetler, kolluk kuvvetleri veya devlet idaresi mensuplarınca yukarda anılan haklarını kullanılmasına meşru sınırlamalar getirilmesine engel değildir

11.MADDE/2.FIKRA: Bu hakların kullanımına, ulusal güvenliğin ya da kamu emniyetinin yararı, düzensizliğin ya da suçun önlenmesi için, sağlığın ya da ahlakın korunması için yahut başkalarının haklarının ve özgürlüklerinin korunması için, hukukun öngördüğü ve bir demokratik toplumda gerekli olanlardan başka hiçbir kayıtlama getirilmeyecektir. Bu Madde, silahlı kuvvetler, polis örgütü ya da Devlet idaresi mensupları tarafından bu hakların kullanılmasına hukuka uygun kayıtlamalar getirilmesini engellemeyecektir.

Bu haklarda ortak ya da benzer olarak gördüğümüz şeyler: Demokratik toplumda gerekli olan sınırlamalar dışında hiçbir sınırlamanın yapılamayacağını söylemektedir.

Ulusal güvenlik, başkalarının özgürlüğünün kullanılması vs. bunlar meşru amaçlar olarak tabir ediliyor. Ancak bu amaçların varlığı halinde sınırlamalar mümkün olabiliyor. Bir diğeri de hukuka uygunluk ya da hukuken öngörülmüş olma da diğer koşuldur.

  • Hukukilik koşulu
  • Meşru amaç
  • Demokratik toplumda gereklilik koşulu

Bu koşullar sayılan dört maddedeki hakların sınırlandırılması için mutlaka yerine getirilmesi gereken koşullardır.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Hukukilik Koşulu

Hukukilik Koşulu

Şikâyet konusu müdahalenin hukuka uygun bir şekilde gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaktadır. Sınırlamanın mutlaka bir hukuki dayanağı olmalıdır. Bu dayanak bizim şekli anlamda anladığımız hukuk değil yani illa bu hukuk yazılı olmak zorunda değil.

Yazılı olmayan hukuk gibi mahkeme içtihatları da bu hukukun içindedir. Hatta meslek örgütlerinin koyduğu kuralları da buna dahil edebiliriz. Fakat mahkemeye göre bu koşulun yerine getirilmiş sayılabilmesi için müdahalenin hukuki dayanağının olmuş olması yeterli değildir.

Mahkeme aynı zamanda bu hukukun erişilebilir ve öngörülebilir olmasını arıyor. Kişiler belirli bir olaya uygulanabilir nitelikteki hukuk kuralı hakkında yeterli bilgiye sahip olabilmelidir. Belirli bir davranış hukuk normunun içine giriyorsa o norma ulaşabilmemiz gerekir.

Öngörülebilirlikte ise, hukuk normu kişinin davranışlarını düzenlemeye olanak verebilecek kadar açık düzenlenmelidir. Eğer biz bir davranışın o normun kapsamına girip girmediğini anlayamıyorsak öngörülebilirliğin karşılanmadığını söyleyebiliriz. Örneğin bir avukata başvurup anlayabiliyorsak burada öngörülebilir olduğundan bahsedebiliriz.

Mahkeme, müstehcen bazı konularda normda tam olarak açıklık içermesinin mümkün olmayabileceğini söylüyor. Hukukilik koşulunun gerçekleşmesi için mahkemenin aradığı son şey: demokratik bir toplumda mahkeme hukukta keyfiliğe karşı belli güvenceler getirilmesini arıyor. Yani mahkeme, hukukilik koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğine bakarken:

  • Hukuki dayanak olmalı
  • Hukuki dayanağın erişilebilir ve öngörülebilir olması gerekli
  • Hukukta keyfiliğe karşı belli güvenceler getirilmiş olmalı demektedir.

Meşru Amaç

Hukuken öngörülebilir olduğuna karar verirse mahkeme, bu sefer meşru amaç denetimi yapar yani ilgili maddede belirtilen istisnalardan birine giriyor mu girmiyor mu buna bakacaktır.

Meşru amaçlar arasında maddelerde genel ahlakın korunması, kamu düzeninin korunması, toprak bütünlüğünün korunması gibi çoğu birbirine benzeyen ancak birbirinden farklı kavramlar vardır.

Bu meşru amaçlar dışında başka bir amaçla bu ahlakların sınırlandırılması meşru olamaz. Ancak bu amaçlardan birini gerçekleştirmek amacıyla yapılan müdahale meşru sayılabilir.

Bazı durumlarda başvuranlar bu savunmaya itiraz ediyor. Böyle durumlarda devletin gösterdiği amacın dışında bir amaçla hareket ettiğini başvurucunun ispat etmesi gerekmektedir. Devletin ileri sürdüğü meşru amacın inandırıcı olmadığı, aykırılığın bu kadar açık olduğu durumlarda mahkeme sözleşmeye aykırılık sebebiyle ihlal kararı veriyor.

Rusya’da eşcinsel onur yürüyüşü sırasında eşcinselliğin günah olduğunu söyleyen bir grubun da karşı yürüyüş düzenleyeceğinin istihbaratını aldığı gerekçesiyle bu yürüyüşü iptal ediyor.

Güvenliği sağlamak amacıyla yürüyüşü yasakladım diyor devlet ve meşru amaçlar ileri sürüyor. Ancak temel olarak hem ahlakın korunmasını hem de çatışma ihtimaline karşı kimsenin zarar görmemesi için yasakladığını söylüyor.

Demokratik Toplumda Gereklilik

Bu haklardan herhangi biri üzerindeki müdahaleyi meşru kılabilecek tek gereklilik türü demokratik toplumda gerekli olduğunu iddia eden gerekliliktir. Mahkemenin bir sınırlamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine uygun olduğuna ilişkin kararları da demokratik toplumun nasıl olması gerektiğini anlatıyor aslında.

Maddelerdeki denetim sayesinde buna bir maddi içerik de oluşturuluyor aslında devletlere teşvik edici bir yön de gösteriliyor. Devletler bu kararı nasıl yerine getireceğini belirlerken belli bir toplumsal düzene kavuşmaları da sağlanıyor.

Mahkemenin önüne gelen davalarda bir hakkın sınırlandırılmasını demokratik toplum gerektiriyorsa o zaman bu hakların korunması ya da sınırlandırılması demokratik toplumun ne şekilde biçimlenmesinden bahseder. Bu hakların korunması aslında kişilerin devlete karşı özel bir alanlarının olmasını sağlıyor. Bu farklı olma hakkı olarak da adlandırılabilir.

Devletin hakim noktasından farklı inançlara, tercihlere, düşüncelere sahip olmayı sağlıyor yani öncelikle özerkliği koruyorlar. Dolayısıyla bu maddelerden çıkan demokratik toplum anlayışı hem bireylerin özerkliğini koruyan hem de demokratik süreçlerini katılımlarına olanak veren toplum yapar.

Devletlerin bu maddelere yönelik müdahalelerini sözleşmeye uygun kılabilmek için ileri sürdükleri meşru amacı kanıtlayan ilgili ve yeterli gerekçe göstermeleri gerekiyor ve ayrıca ileri sürdükleri amaçla orantılı müdahalede bulunduklarını kanıtlamaları gerekir. Mahkeme özellikle bu iki şeye bakarak demokratik toplum için gerekli olup olmadığına karar verir. Ayrıca bu müdahalenin hoşgörü, çoğulculuk ve açık fikirli toplum yapısına uygun olması gerekmektedir.

Ekin Hukuk Bürosu olarak alanında uzman avukat kadromuzla dava ve işlemlerinizi takip edebilmemiz için bizimle iletişim kurabilirsiniz.

Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu