Ceza Hukuku Genel Hükümler

Ceza Sorumluluğu

Ceza sorumluluğu, bir kimsenin işlediği eylemden dolayı cezai yaptırımlara maruz kalmasıdır. Ceza sorumluluğunun doğabilmesi için kasten ya da taksirle işlenen bir eylemin varlığı gereklidir, ancak bu yeterli değildir. Ayrıca failin eyleminde kusurlu olması da gerekir.

Ceza hukuku bakımından kusurluluk, failin hukuka uygun hareket edebilme olanağına sahip olmasına karşın, hukuka aykırı hareketi seçmiş olması nedeniyle bu hareketin ona yüklenebilmesi ve onun kınanabilmesidir.

Kusur Yeteneği

Kusur Yeteneği

Kusur yeteneği, failin doğruyu yanlıştan, iyiyi kötüden, haklıyı haksızdan ayırt edebilme ve buna göre davranabilme yeteneğidir. Failin suçun kanuni tanımındaki unsurları bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi veya taksirle gerçekleştirmesi şeklinde de tanımlanabilir. Kusur yeteneği, ceza sorumluluğunun temel şartlarından biridir. 

Failin kusur yeteneğinin olması için, suçun anlam ve sonuçlarını algılayabilmesi ve hareketlerini yönlendirebilmesi gerekir. Kusur yeteneğinin hareketin yapıldığı sırada bulunması gerekir. Hareketten sonra ortaya çıkan durumlar cezai sorumluluk açısından önem taşımaz. 

Nedeninde Serbest Hareketler Kuramı 

Nedeninde serbest hareketler kuramına göre, fail bilerek ve isteyerek kendisini kusur yeteneğinden yoksun duruma getirir ve bundaki amacı da suç işlemek veya kendisine bir mazeret nedeni sağlamak olursa suç anında kusur yeteneğinin bulunduğu kabul edilir. 

Failin kusur yeteneğinden yoksun hale gelmesi, bizzat kendisi veya başkası tarafından hareketin sonucu olmalıdır. Fail kendini kasti ya da taksirle kusur yeteneğinden yoksun bıraktıysa sorumlu olacaktır. 

Kusur Yeteneğini Etkileyen Durumlar

Kusur Yeteneğini Etkileyen Durumlar

Belli başlı durumlar kusur yeteneğini etkilemektedir. Bu durumlar aşağıda sayılmıştır:

Yaş küçüklüğü

Suçu işlediği sırada 12 yaşını bitirmemiş olan çocukların kusur yeteneği yoktur. Cezai ehliyet yaşı TCK’da 12 olarak belirlenmiştir. Eylemi işlediği sırada henüz 12 yaşını doldurmamış çocukların cezai sorumluluğu yoktur. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz, ancak hakim uygun görürse çocuklara özgü güvenlik tedbirlerini uygulayabilir.

12 – 15 yaş arasındaki çocukların kusur yeteneği, eylemin hukuksal anlam ve sonuçlarını algılayıp algılayamadıklarına göre belirlenir. 12 yaşını doldurmuş ancak henüz 15 yaşını doldurmamış olan küçüğün işlemiş olduğu eylemin hukuksal anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya hareketlerini yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması durumunda ceza sorumluluğu yoktur.

15-18 yaş arasındaki çocukların ise kusur yeteneği var kabul edilir. 15 yaşını doldurmuş ancak henüz 18 yaşını tamamlamamış olan küçükler hakkında yetişkinler gibi kabul edilirler. Üçüncü dönem yaş küçüklerinin aldıkları cezaların üçte biri indirilir. Ayrıca her eylem iiçin verilecek hapis cezası 12 yıldan fazla olamaz. 

Sağır ve Dilsizlik

Sağır ve dilsizlerin ceza sorumluluğu, yaş gruplarına göre farklılık gösterir.

Türk Ceza Kanunu’nun 33. maddesine göre, sağır ve dilsizlerin ceza sorumluluğu şöyle belirlenir:

  • 15 yaşından küçük sağır ve dilsizler: Tam ehliyetsiz kabul edilirler. Bu çocuklar hakkında ceza soruşturması yapılamaz, ancak çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.
  • 15-18 yaş arası sağır ve dilsizler: Suç oluşturan fiili işledikleri sıradaki yaşı, ölçü alınır. Böylece, yaş küçüklerinin sorumluluk rejimine paralel bir düzenleme yapılır. Ancak, sağır ve dilsizlerin algılama ve davranışlarını yönlendirme yeteneği daha geç gelişebileceği düşüncesiyle, ayrı bir yaş grubu sınıflandırması yapılmıştır. Bu yaş grubundaki sağır ve dilsiz çocuklara belli oranlarda ceza indirimi yapılır.
  • 18-21 yaş arası sağır ve dilsizler: Bu yaş grubundaki sağır ve dilsizler hakkında kusur yeteneği açısından adli rapor alınmasına gerek yoktur, ancak sosyal inceleme raporu alınmalıdır. Bu çocuklar hakkında suç, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektirdiği takdirde onsekiz yıldan yirmidört yıla kadar hapis cezasına hükmedilir.
  • 21 yaşından büyük sağır ve dilsizler: Tam ehliyetli kabul edilirler.

Akıl hastalığı

Suçu işlediği sırada akıl hastalığı bulunan failin kusur yeteneği yoktur. Ancak, akıl hastalığı geçici ise veya fail hastalığını bilerek ve isteyerek kendisine mazeret yaratmak için oluşturmuşsa kusur yeteneği var sayılır. 

Akıl hastalığı olan bir kişinin işlediği her eylem açısından algılama veya irade yeteneğinin ortadan kalktığı söylenemez. Akıl hastalığının ve bunun kişinin davranışlarını yönlendirme yeteneğine etkisinin saptanması psikiyatri biliminin verileri çerçevesinde bilirkişi tarafından belirlenecektir.

Geçici Nedenler

Geçici bir nedenle işlediği eylemin hukuksal anlam ve sonuçlarını algılayamayan veya bu eylemle ilgili olarak hareketlerini yönlendirme yeteneği önemli derecede azalmış olan kişiye ceza verilmez. 

Örneğin hipnotizma, ateşli hastalık, uyku durumu gibi tıbbi anlamda akıl hastalığı olarak kabul edilmeyen durumlar ile şiddetli heyecan durumlarında, somut olay göz önünde bulundurularak kusur yeteneğinin tamamen veya kısmen ortadan kalkması sonucunu doğuran geçici nedenlerden söz edilir. 

Alkol Veya Uyuşturucu Madde Etkisi

Suçu işlediği sırada alkol veya uyuşturucu madde etkisi altında olan failin kusur yeteneği, bu maddeleri bilerek ve isteyerek alıp almadığına göre değişir. Eğer fail bu maddeleri bilerek ve isteyerek alıp suç işlemek veya kendisine mazeret yaratmak isterse kusur yeteneği var kabul edilir. Aksi halde kusur yeteneği yoktur.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av. Ezgi DEMİROCAK

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu