Ceza Hukuku Özel Hükümler

Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçu ve Cezası (TCK m.154)

Hakkı olmayan yere tecavüz suçu Türk Ceza Kanunu’nun “Kişilere Karşı Suçlar” adlı kısmının “Malvarlığına Karşı Suçlar” başlıklı bölümünde kanunun 154. maddesinde düzenlenmiştir.

Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçu Nedir?

Hakkı olmayan yere tecavüz suçu kanunda şu şekilde düzenlenmiştir:

Hakkı olmayan yere tecavüz

Madde 154(1) (Değişik: 25/2/2009-5841/1 md.) Bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olan kimseye, suçtan zarar görenin şikâyeti üzerine altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası verilir. 

(2) Köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp eken kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır.

(3) Kamuya veya özel kişilere ait suların mecrasını değiştiren kimse hakkında birinci fıkrada yazılı cezalar uygulanır. 

Madde üç fıkra olup her fıkrada ayrı bir suç düzenlenmiştir. İlk fıkrada üç ayrı eylem seçimlik hareket olarak düzenlenmiştir. Bu seçimlik hareketler; bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal etmek, sınırlarını değiştirmek veya bozmak ile hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olmak şeklindedir.

TCK 154. maddenin 2. fıkrasında ise; Köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt etmek, bunlar üzerinde tasarrufta bulunmak veya sürüp ekmek suç olarak düzenlenmiştir.

  1. maddenin 3. fıkrasında; kamuya veya özel kişilere ait suların mecrasını değiştirmek yaptırım altına alınmıştır.
  2. madde kapsamında düzenlenen hakkı olmayan yere tecavüz suçu ile korunan hukuki değer mülkiyet hakkıdır. 1. fıkrada taşınmaz ve eklentileri üzerindeki mülkiyet hakkı, 2. fıkrada köy tüzel kişiliğine ait olan veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına bırakılmış yerler üzerindeki mülkiyet hakkı, 3. fıkrada ise sular üzerindeki mülkiyet hakkı korunmaktadır.

Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçunda Fiil

Hakkı olmayan yere tecavüz suçunda fiiller bakımından madde fıkralarını ayrı ayrı incelemekte fayda bulunmaktadır.

TCK m. 154/1 bakımından fiil:

TCK m. 154/1’de üç seçimlik hareket öngörülmüştür. Bunlar;

  • Taşınmazın tamamen ve kısmen işgal edilmesi,
  • Sınırlarının değiştirilmesi veya bozulması,
  • Hak sahibinin taşınmazdan yararlanmasının kısmen de olsa engellenmesi.

Fıkra kapsamındaki “malikmiş gibi” ifadesinden anlaşılması gereken ise Türk Medeni Kanunu’nun 683. maddesinde düzenlenen; “Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir.” şeklindeki yetkilerdir.

Taşınmazın işgal edilmesi ile anlatılmak istenilen başkasının elinde bulunan taşınmazın ele geçirilmesidir.

Taşınmazın sınırlarının değiştirilmesi veya bozulması ile anlatılmak istenilen taşınmaz arasındaki sınırları belirleyen ayraçlarının yerinin değiştirilmesi veya tahrip edilerek tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Bu seçimlik hareket bakımından taşınmazın işgali ise aranmamaktadır. Yani sınırların değiştirilmesi veya bozulması suçun oluşumu bakımından yeterli olup bu nedenle suç sırf hareket suçu niteliğindedir.

Hak sahibinin taşınmazdan yararlanmasının kısmen de olsa engellenmesi seçimlik hareketi ile anlatılmak istenen ise taşınmazın sahibinin taşınmaz üzerinde sahip olduğu hakları özgürce kullanmasının engellenmesidir. Bu seçimlik hareket bakımından taşınmaza müdahale aranmayıp arsanın etrafının elektrikli telle çevrilmesi bu seçimlik harekete örnek verilebilmektedir. Bu seçimlik hareket yararlanmaya engel olunmasıyla başlayıp engel olmanın ortadan kalkmasıyla sona ereceğinden mütemadi suç niteliğindedir.

tck-m-154-1-bakimindan-fiil

TCK m. 154/2 bakımından fiil

TCK m. 154/2 kapsamında düzenlenen seçimlik hareketler şunlardır:

  • Zapt etme,
  • Tasarrufta bulunma,
  • Sürüp ekme.

Zapt etme belirli süre devam etmesi gereken bir seçimlik harekettir. Yargıtay köy alanlarında hayvan otlatmayı sürekli saymazken köy merasının 3-4 yıl sürülmesini ise bu seçimlik hareket kapsamında cezalandırmıştır.

Tasarrufta bulunma seçimlik hareketi ile taşınmaz üzerinde malikin sahip olduğu yetkilerin kullanılması ifade edilmektedir.

Sürüp ekmeden anlaşılması gereken ise sürmek; saban ile toprağı işlemek, ekmek ise toprağa tohumun gömülmesi anlamına gelmektedir.

TCK m. 154/3 bakımından fiil

Suların mecrasını değiştirme fiili suyun akış yönünün değiştirilmesi ve bozulması anlamına gelmektedir. Yeraltı suları ve kaynaklar da suyun akış yönünün değiştirilmesi fiili bakımından suçun konusunu oluşturmaktadır. Suların mecrasını değiştirme suçu sırf hareket suçu olup mecranın değiştirilmesiyle sona erer, yani ayrıca bir zararın oluşması aranmaz.

Akan su yolundan birden fazla kişinin ortak yararlanması halinde kişinin diğer ortakların rızası olmadan su yolunu değiştirmesi halinde de söz konusu suç ortaya çıkacaktır.

Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçunda Fail

Hakkı olmayan yere tecavüz suçunda fail bakımından herhangi bir sınırlamaya gidilmediğinden herkes bu suçun faili olabilecektir.

Bir hakka dayanmaksızın başkasına ait taşınmaz mal veya eklentilerini malikmiş gibi tamamen veya kısmen işgal eden veya sınırlarını değiştiren veya bozan veya hak sahibinin bunlardan kısmen de olsa yararlanmasına engel olan kişi, köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunduğunu bilerek mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz malları kısmen veya tamamen zapt eden, bunlar üzerinde tasarrufta bulunan veya sürüp eken kişi ve kamuya veya özel kişilere ait suların mecrasını değiştiren kişi bu suçun failidir.

Türk Ceza Kanunu’nun 167. maddesi aşağıda yer verdiğimiz şekilde belirli akrabalık ilişkilerinin bulunması halinde malvarlığına ilişkin suçların cezalandırılmaması veya cezada indirime gidilmesi gerektiğini düzenlemiştir.

Şahsi cezasızlık sebebi veya cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebep

Madde 167- (1) Yağma ve nitelikli yağma hariç, bu bölümde yer alan suçların;

a) Haklarında ayrılık kararı verilmemiş eşlerden birinin,

b) Üstsoy veya altsoyunun veya bu derecede kayın hısımlarından birinin veya evlat edinen veya evlatlığın,

c) Aynı konutta beraber yaşayan kardeşlerden birinin,

Zararına olarak işlenmesi halinde, ilgili akraba hakkında cezaya hükmolunmaz.

(2) Bu suçların, haklarında ayrılık kararı verilmiş olan eşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamayan kardeşlerden birinin, aynı konutta beraber yaşamakta olan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derecede kayın hısımlarının zararına olarak işlenmesi halinde; ilgili akraba hakkında şikayet üzerine verilecek ceza, yarısı oranında indirilir.

Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçunda Mağdur

Hakkı olmayan yere tecavüz suçunda mağdur; taşınmaz veya eklentinin malikidir. 154. maddenin 2. fıkrası bakımından yararlanma hakkı engellenen köy halkı suçun mağdurudur. 154. maddenin 3. fıkrası bakımından ise mağdur suyun sahibi gerçek kişidir.

Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçunda Konu

Hakkı olmayan yere tecavüz suçunda konu bakımından madde fıkralarını ayrı ayrı incelemekte fayda bulunmaktadır.

Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçunda Konu

TCK m. 154/1 bakımından konu:

TCK m. 154/1 bakımından taşınmaz, eklentileri ve sınırlar suçun konusunu oluşturduğundan taşınırlar suçun konusu olamayacaktır.

Taşınmazlara örnek olarak; araziler, binalar bahçeler verilebilir.

Eklenti kavramı ise Türk Medeni Kanununun 686. maddesinde; “asıl şey malikinin anlaşılabilen arzusuna veya yerel adetlere göre işletilmesi, korunması veya yarar sağlaması için asıl şeye sürekli olarak özgülenen veya kullanılmasında birleştirme, takma veya başka biçimde asıl şeye bağlı kılınan taşınır mal” olarak tanımlanmıştır.

Sınır kavramı ile anlatılmak istenilen ise bir taşınmazı diğer taşınmazdan ayıran her türlü engeldir. Bu engellere; çit, kazık, ağaç verilebilir.

TCK m. 154/2 bakımından konu:

Köy tüzel kişiliğine ait olan veya öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunan mera, harman yeri, yol ve sulak gibi taşınmaz mallar bu seçimlik hareketin konusunu oluşturmaktadır. Her ne kadar madde metninde mera, harman yeri vs. sayılmışsa da köy mezarlıkları, dere yatakları vs. de bu suçun konusunu oluşturur.

Malın köy tüzel kişiliğine ait olduğundan söz edilebilmesi için taşınmazın köy tüzel kişiliğine ait olduğunun herhangi bir delille ispat edilmesi gerekmektedir.

Öteden beri köylünün ortak yararlanmasına terk edilmiş bulunan malın niteliği de her türlü delille tespit edilebilir.

TCK m. 154/3 bakımından konu:

Yeraltı suları ve kaynaklar ile genel ve özel nitelikteki sular bu suçun konusunu oluşturabilmektedir. Bu suç tipi hem akan hem de göl gibi duran sular bakımından uygulama alanı bulabilecektir.

Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçunun Manevi Unsuru

Hakkı olmayan yere tecavüz suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’nda hakkı olmayan yere tecavüz suçunun taksirle işlenen hali düzenlenmediğinden taksirle meydana getirilen fiillerin cezalandırılması mümkün değildir.

  1. maddenin 1. fıkrası bakımından failin bu fıkrada düzenlenen seçimlik hareketleri malikmiş gibi tasarruf etme amacıyla gerçekleştirmesi gerekmektedir. Bu nedenle söz konusu suç ancak saik varsa meydana gelecektir. Birinci fıkrada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise madde metninde geçen “bir hakka dayanmaksızın” ifadesidir. Bu durumda failde özel hukuka aykırılık bilinci aranmaktadır.
  2. maddenin 2. fıkrası bakımından failin suçu işlerken taşınmazın köy tüzel kişiliğine ait olduğunu veya köylünün ortak kullanımına ait olduğunu bilmesi gerekmektedir. Bu fıkra bakımından kanun koyucu failin “bilerek” hareket etmesini özel olarak aradığından bu fıkranın olası kastla işlenebilmesi mümkün değildir. Yalnızca doğrudan kast ile işlenebilmektedir.
  3. maddenin 3. fıkrası bakımından ise suçun genel kast ile işlenmesi yeterlidir. Bu durumda failin suyun mecrasını değiştirdiğini bilmesi ve istemesi yeterlidir.
YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ 2019/1927 Esas, 2019/5195 Karar, 10.04.2019 Tarih.

Gereği görüşülüp düşünüldü:

1…Sanık … hakkında verilen hükmün temyiz incelemesinde;

Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık ve müdafiinin sanığın suç işleme kastının bulunmadığına, uyuşmazlığın hukuk ihtilaf niteliğinde bulunduğuna ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün ONANMASINA,

 Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçunda Hukuka Aykırılık Unsuru

Hukuka uygunluk sebeplerinin bulunması halinde gerçekleştirilen fiillerin cezalandırılması diğer suç tiplerinde de olduğu gibi mümkün değildir. Bu maddede hukuka aykırılık unsuru bakımından dikkat edilmesi gereken husus madde metninin birinci fıkrasında geçen “bir hakka dayanmaksızın” ifadesidir.

Madde metninde bu durumun özel olarak tekrarlanması ile bu fıkra bakımından failin fiili meydana getirirken fiilin hukuka aykırı olduğunu bilmesi de aranmaktadır.

Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçuna Teşebbüs

Türk Ceza Kanunu’nun 35. maddesinde; “Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamaz ise teşebbüsten dolayı sorumlu tutulur.” düzenlemesine yer verilmiştir.

  1. maddede düzenlenen suçlar sırf hareket suçu olduklarından ancak icra hareketlerinin bölünebilir olması halinde hakkı olmayan yere tecavüz suçunda teşebbüsten bahsedilebilecektir.

Komşunun bahçesine gelen suyun mecrasını değiştirmek üzereyken komşunun yakalaması durumunda olduğu gibi, köy tüzel kişiliğine ait arsanın sürülmesi sırasında muhtarın yakalaması durumu da hakkı olmayan yere tecavüz suçuna teşebbüsün örneklerini oluşturur.

Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçuna İştirak

TCK m. 154’te iştirak bakımından herhangi bir özel durum söz konusu olmadığından bu maddede düzenlenen suçlar bakımından iştirakın her hali mümkündür.

Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçunda İçtima

Tek bir fiille farklı fıkralarda düzenlenen suçlara vücut verilirse bu durumda farklı neviden fikri içtima hükümleri uygulama alanı bulacaktır.

Aynı suçun aynı mağdura karşı, aynı suç işleme iradesi kapsamında birden fazla kez işlenmesi halinde uygulana zincirleme suç hükümleri farklı fıkralar arasında uygulama alanı bulmayacaktır. Kişi bu durumda gerçek içtima hükümlerine göre cezalandırılacaktır.

Suç işlenirken işgal etme, zapt etme gibi fiiller mütemadi suç niteliğindedir. Bu nedenle bu fiiller bakımından zincirleme suç hükümlerinin uygulanması mümkün değildir.

Hakkı Olmayan Yere Tecavüz Suçunda Muhakeme ve Yaptırım

TCK m. 154/1’de düzenlenen suç kanunda yapılan değişiklikle şikâyete tabi hale getirilmiştir. Suçun şikâyete bağlı bir suç olmasından dolayı ise hakkı olmayan yere tecavüz suçu CMK m. 253 gereği uzlaşmaya tabi suçlardandır.

Hakkı olmayan yere tecavüz suçu yargılamalarında olağan dava zamanaşımı süresi 8 yıldır.

Türk Ceza Kanunu’nun 168. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümleri ise 154. maddede düzenlenen hakkı olmayan yere tecavüz suçu bakımından uygulanamayacaktır.

Hakkı olmayan yere tecavüz suçlarında cezanın üst sınırı da dikkate alındığında görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir

YARGITAY 8. CEZA DAİRESİ 2020/16417 Esas, 2021/14498 Karar, 18.05.2021 Tarih.

Gereği görüşülüp düşünüldü:

Şikayetçilerin hükümden sonra verdiği dilekçe ile şikayetten vazgeçtiğini bildirmiş olması karşısında, hakkı olmayan yere tecavüz suçunun soruşturması ve kovuşturmasının şikayete bağlı olduğu gözetilerek, 5237 sayılı TCK.nın 73/6. maddesi gereğince sanığın şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği de sorulduktan sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi zorunluluğu,

Sonuç

Ceza avukatı, tarafların hak kayıplarının önüne geçilebilmesi amacıyla gerek soruşturma gerekse de kovuşturma aşamasında büyük önem taşımaktadır. Herhangi bir ceza yargılamasının tarafı olmanız halinde Ekin Hukuk Bürosu ile iletişime geçerek ceza hukuku alanında tecrübeli avukatlarımızdan hukuki destek alabilirsiniz.

Av. Ahmet EKİN & Av. Ezgi YÜCEL

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu