Ceza Hukuku Özel Hükümler

İnsanlığa Karşı Suçlar Ve Cezası

İnsanlığa karşı suç, toplumun bir kesimine karşı siyasi, felsefi, ırki veya dini saiklerle bir plan doğrultusunda öldürme, yaralama, köleleştirme, hamile bırakma gibi Türk Ceza Kanunu’nun 77. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen fiillerin işlenmesidir.

Türkiye “soykırım, insanlığa karşı suçlar, savaş suçları ile saldırı suçunun” faillerini yargılamak ve hesap verilebilirliği sağlamak amacıyla kurulan ilk daimi uluslararası ceza mahkemesi olan Uluslararası Ceza Divanı’nın kurucu sözleşmesi Roma Statüsüne taraf olmasa da, statüde düzenlenen uluslararası suç tanımını dikkate alarak ceza mevzuatında düzenleme yapılmıştır.

Türk Ceza Kanunu Madde 77 

(1) Aşağıdaki fiillerin, siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, insanlığa karşı suç oluşturur:

a) Kasten öldürme.

b) Kasten yaralama.

c) İşkence, eziyet veya köleleştirme.

d) Kişi hürriyetinden yoksun kılma.

e) Bilimsel deneylere tabi kılma.

f) Cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı.

g) Zorla hamile bırakma.

h) Zorla fuhşa sevketme.

(2) Birinci fıkranın (a) bendindeki fiilin işlenmesi halinde, fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına; diğer bentlerde tanımlanan fiillerin işlenmesi halinde ise, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Ancak, birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır. 

(3) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur. 

(4) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.

İnsanlığa Karşı Suçlar Nelerdir?

İnsanlığa karşı suçlar, Uluslarası Ceza Mahkemesi’nin yargılama yetkisine sahip olduğu suçları oluşturmaktadır. İnsanlığa karşı suçlar dışındaki uluslararası suçlar şunlardır:

  • Savaş suçları,
  • Soykırım suçu,
  • Saldırı suçu.

İnsanlığa Karşı Suçların Unsurları

İnsanlığa karşı suçların unsurları aşağıda sayılmıştır:

İnsanlığa Karşı Suçlarda Maddi Unsur

Siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesiminin, bir plan doğrultusunda sistemli olarak;

  • Kasten öldürülmesi,
  • Kasten yaralanması,
  • İşkence edilmesi, eziyet veya köleleştirilmesi,
  • Kişinin hürriyetinden yoksun kılınması,
  • Bilimsel deneylere tabi kılınması,
  • Cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel yönden istismar edilmesi,
  • Zorla hamile bırakılması,
  • Zorla fuhuşa sevkedilmesi,

fiilleri suçun maddi unsurunu oluşturur.

Aslında bu fiillerin tamamı, Türk Ceza Kanunu’nun muhtelif maddelerinde suç olarak düzenlenmişlerdir. Burada insanlığa karşı suçun unsurunu oluşturmaktadırlar. Bu sebeple insanlığa karşı suç bileşik suç yapısındadır.

Suç bir planın sistemli olarak gerçekleştirilmesi suretiyle işlenmelidir. Planın sistemli olarak gerçekleştirilmesinin anlamı, düzenli organize ve örgütlü olarak gerçekleştirilmesidir. Suç resmi görevliler tarafından işlenebileceği gibi özel şahıslar tarafından da işlenebilir.

Uluslararası topluma karşı işlenen soykırım, insanlığa karşı suç ve savaş suçlarının müşterek tarafları belli bir insan veya insan topluluğuna karşı işlenmeleri, planlı ve sistematik olabilmeleridir. Çoğu unsurları aynı olduğu için bazı kanunlar soykırım suçunu insanlığa karşı suçların ağırlatıcı sebebi olarak düzenlemişlerdir. Ancak aralarında birtakım farklar vardır.

Soykırım suçu bunların en ağırıdır. Bu suçun var olabilmesi için failin mağduru veya mağdurları sırf bir gruba aidiyeti nedeniyle yok etme saikine sahip olması gerekir. Eğer böyle bir saik ve özel kast olmaz ise fiil insanlığa karşı suç teşkil edebilecektir.

Savaş suçları, silahlı çatışma dolayısıyla çatışma süresince işlenen suçlardır. Silah bırakarak teslim olmuş bir grup askerin öldürülmesinde olduğu gibi. Ancak savaş süresince yine belirli bir gurubu yok etmek kastıyla insanların öldürülmesinde soykırım suçu gerçekleşmiş olacaktır.

Savaş sırasında silahlı çatışmaya katılmamış sivillerin öldürülmesi insanlığa karşı suç teşkil edecektir.

O halde savaş suçu, bir silahlı çatışma nedeniyle ve savaş zamanında, soykırım suçu bir planın icrası dolayısıyla, insanlığa karşı suç bir plan doğrultusunda sistemli olarak, savaş veya barış zamanında işlenebilirler.

İnsanlığa Karşı Suçlarda Maddi Unsur

İnsanlığa Karşı Suçlarda Manevi Unsur

İnsanlığa karşı suçlarda manevi unsur bakımından gerek soykırım gerek insanlığa karşı suç, özel kasıtla işlenebilir.

Özel kasıtla işlendiği için olası kasıtla işlenmesi mümkün değildir. Nitekim özel kasıt olduğu zaman failin iradesinin neticeyi bilinçli bir şekilde kapsaması gerekir.

Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan atom bombaları bir ulus toplum olarak Japonları yok etmek saiki ile atılmamış, savaşı sona erdirmek amacıyla atılmış on binlerce sivilin ölümüne sebebiyet verilmiştir. Bu durum insanlığa karşı suç teşkil edebilir.

İnsanlığa karşı suçun manevi unsuru özel kasıttır. Gerçekten maddede failin fiilini siyasi, felsefi, ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı işlemesi öngörülmektedir.

Planın gerçekleştirilmesi doğrultusunda sistemli olarak icra hareketlerine başlanılması ancak failin veya faillerin iradesinden bağımsız nedenlerle neticenin gerçekleştirilmemesi halinde teşebbüs söz konusu olacaktır.

Suçun birkaç fail tarafından işlenmesi halinde iştirak söz konusu olacaktır.

Kasten öldürme veya yaralama suçları için ne kadar mağdur varsa o kadar insanlığa karşı suç var sayılacak ve gerçek içtima hükümleri uygulanacaktır.

Diğer suçlar bakımından ne kadar işlenirlerse işlensinler bir tek insanlığa karşı suç var sayılacaktır.

İnsanlığa Karşı Suçların Cezası Nedir?

Türk Ceza Kanunu’nun 77. maddesinin 2. fıkrasına göre; “ Birinci fıkranın (a) bendindeki fiilin işlenmesi halinde, fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına; diğer bentlerde tanımlanan fiillerin işlenmesi halinde ise, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Ancak, birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri uygulanır.”

İnsanlığa karşı suçlardan dolayı tüzel kişilerin cezalandırılması hususunu ise aynı kanunun 77. maddesinin 3. fıkrasında şu şekilde düzenlemiştir; “ Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur.”

Kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere insanlığa karşı suçun adam öldürme yoluyla işlenmesi halinde failin cezası ağırlaştırılmış müebbet hapistir. Diğer hallerde 8 yıldan az olmamak üzere hapistir; üst sınırı ise 20 yıldır.

İnsanlığa Karşı Suçlar Örgütlü Olarak İşlenirse Cezası Nedir?

İnsanlığa karşı suçlar, örgütlü bir şekilde işlenirse ceza değişmektedir. TCK m. 78/1 uyarınca yukarıda sayılan suçların örgütlü bir şekilde işlenmesi durumunda, kişilere 10 ile 15 yıla kadar hapis cezası verilebilmektedir.

Örgütlere üye olan kimseler ise beş ile 10 yıl arası hapis cezası istenebilmektedir. Bunun yanında bu suçlara karşı zaman aşımı işlemediği gibi, tüzel kişilere de güvenlik tedbiri alınması hükmolunur.

Madde 78- (1) Yukarıdaki maddelerde yazılı suçları işlemek maksadıyla örgüt kuran veya yöneten kişi, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu örgütlere üye olanlara beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir. (2) Bu suçlardan dolayı tüzel kişiler hakkında da güvenlik tedbirine hükmolunur. (3) Bu suçlardan dolayı zamanaşımı işlemez.

İnsanlığa Karşı Suçlar Zamanaşımına Uğrar Mı?

İnsanlığa karşı suçlar zamanaşımına uğramaz.

İnsanlığa Karşı Suçların Uluslararası Ceza Hukukundaki Yeri

İnsanlığa karşı suçlar, 2. Dünya Savaşı’ndan itibaren hukukta yer almaya başlamış ve uluslararası suçlar kapsamına girmeye başlamıştır.

Uluslararası hukuk alanına ise ilk kez tarih olarak 1945 yılında Nürnberg Askeri Ceza Mahkemesi yargılamaları vasıtası ile girmiştir. İnsanlığa karşı suçlar, 2002 yılından itibaren yürürlükte bulunmakta olan Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin 7. maddesinde ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Türkiye, Statü’ye taraf olmasına rağmen Statü henüz Türkiye açısından yürürlükte değildir. Türkiye Statü’yü imzalamış, fakat iç hukukundaki onay prosedürünü henüz gerçekleştirmemiştir.

Statüye göre “herhangi bir sivil nüfusa karşı yaygın veya sistematik bir saldırının parçası olarak işlenen” aşağıdaki fiiller insanlığa karşı işlenen suç olarak kabul edilmektedir.

İnsanlığa Karşı Suç İçin Örnek

1980 – 1988 yılları arasında yapılan İran – Irak savaşının sonlarına doğru Şubat 1988 tarihinde İran, Irak’a karşı bir harekât başlattı. İran – Irak savaşı sırasında Iraktaki Kürt gruplar İran’a yardım ediyorlardı.

Bu harekâtta da Celal Talabani liderliğindeki Kürdistan Yurtseverler Birliğine bağlı peşmergeler İran’la işbirliği yaparak Halepçe kasabasında isyan başlattı. Bunun üzerine Saddam Hüseyin’in emri ile İran ordusunun ilerleyişini durdurmak için Halepçe kasabasına Kimyasal Ali lakaplı Iraklı cephe komutanı tarafından uçaklarla zehirli gaz bombaları ile saldırı yapıldı.

Halepçe’de İran askerleri ile beraber peşmergeler ve sivil halk da dahil olmak üzere 7000 den fazla kişi öldü. Yapılan fiilde maksat Halepçe’de yaşayanları yok etmek değil İran’ın harekâtını durdurmak maksadı olduğu için bu olay soykırım değil insanlığa karşı suç olarak değerlendirilebilir.

Av. Ahmet EKİN & Şevval Asude DOĞAN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu