İcra ve İflas Hukuku

Tasarrufun İptali Davası Nedir? Şartları Nelerdir?

Tasarrufun iptali davası, borçlu alacaklısından mal kaçırıyorsa bu işlemlerin iptal edilmesi amacıyla açılabilen bir davadır. Yani borçlunun kaçırdığı mallarla ilgili açılır. Davayı açan kişiye, mal kaçıran borçluya karşı haciz ve satış işlemlerini yapabilme, yani cebri icra yetkisi tanınmaktadır ve kişi bu yetkiye dayanarak işlem yapmaktadır. Dava, kaçırılan malı elinde bulunduran üçüncü kişiye karşı açılabilir. Dava sonunda davayı alacaklı kazanırsa, alacaklı lehine tasarrufun iptaline ve mal kaçıran 3. kişiye cebri icra uygulayabilme yetkisi verilecek, bu sayede mal 3 kişinin elindeyken doğrudan haciz ve satış yapılabilecektir. İlgili davanın konusu tasarruf işlemleridir. Tasarruf işlemi iptal edilir.

Hukuki Niteliği:

Kişisel Nitelikte Bir Edim Davasıdır: Dava ayni bir dava değil, şahsi bir alacak davasıdır. Kaçırılan mal taşınmaz bile olsa, taşınmazın aynına ilişkin bir dava değildir, şahsidir. Sadece alacaklının alacak miktarı kadar olan kısım için cebri icra yetkisi verilir ve bu kısma ilişkin tasarruflar iptal edilir. yani dava, üzerinde tasarruf edilen malın aynına ilişkin değildir.

Benzer Davalarla Karşılaştırılması:

Butlan Davası:

Tasarrufun iptali davasında amaç, tasarruf işlemini geçersiz hale getirmek değildir. Tasarrufa konu malın, sanki alacaklının malvarlığındaymışçasına haciz ve satış işlemlerinin gerçekleştirilebilmesini sağlamaktır. Oysa TBK’nın 27. Maddesinde tanımlanan butlandan kasıt, tasarruf işleminin geçersiz hale getirilerek malı tekrar alacaklının malvarlığına dahil etmektir.

İstihkak Davası:

istihkak davası muvazaa iddiasını da içerir. Yani malın mülkiyetinin aslında el değiştirmemiş olduğu ileri sürülür. Oysa iptal davasında mal üzerinde yapılan tasarruflar geçerli kabul edilir ve fakat bunların iptali istenmektedir ve tasarruftan önceki hale getirilmesi amacıyla alacaklıya cebri icra yetkisi verilmektedir.

Konusu:

Konusu tasarruf işlemleridir. İİK madde 278, 279 ve 280’de iptale tabi işlemler 3 ana başlık halinde sayılmıştır. Kanun koyucunun bu tutumundan, iptal davasına konu edilebilecek tasarrufların bunlarla sınırlı olduğu gibi bir izlenim oluşsa da, esasen durum böyle değildir. Maddi anlamda geçerli olmak kaydıyla her çeşit tasarruf bu davaya konu edilebilir. Dava dilekçesinde bu sebeplerden birine veya birkaçına dayanılmak gerekmediği gibi, hakim de dilekçede yazılı sebeplerle bağlı değildir. Dilekçede dayanılmış olan sebepten başka bir sebebe dayalı hüküm kurabilir.

İptale Tabi İşlemler:

Karşılıksız Kazandırmalar (İİK 278):

Borçlu alacaklıdan mal kaçırmak için ivazsız tasarrufta bulunduysa bunların iptali istenebilir. Maddeye göre alışılmış, olağan hediyeler hariç olmak üzere tüm karşılıksız tasarruf ve bağışlamalar iptale tabidir; “Mütat hediyeler müstesna olmak üzere, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar batıldır. Ancak, bu müddet haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki seneyi geçemez.”

Bu sebeple; olağan hediyeler ile iflastan evvelki iki seneden daha eski tarihli tasarruflar iptal davasına konu edilemez.

İvazsız tasarruf bağışlama birini ibra etme gibi geniş bir kavramdır. Takip hakkından feragat etmek veya alacak hakkından feragat etmek bile Bir ivazsız tasarruf sayılabilir.

Bu sebeple aynı maddede kanun koyucu bağışlama hükmünde olan tasarrufları saymıştır: …”Aşağıdaki tasarruflar bağışlama gibidir. 1… Karı ve koca ile usul ve füru, (1) (…) sıhren üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) hısımlar, evlat edinenle evlatlık arasında yapılan ivazlı tasarruflar, 2. Akdin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler, 3. Borçlunun kendisine yahut üçüncü bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartiyle irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler ve ölünceye kadar bakma akitleri…”

Aciz Durumunda Yapılan İşlemler (İİK 279):

İlgili kanun maddesine göre iptale tabi tasarruflar, hacizden, haczedilecek mal bulunamaması halinde acizden veya iflasın açılmasından önceki 1 yıl içinde yapılan tasarruflardır. 1 yıl içindeki hangi tasarrufların iptale tabi olduğu dört bent halinde sayılmıştır:

  1. Borçlunun teminat göstermeği evvelce taahhüt etmiş olduğu haller müstesna olmak üzere borçlu tarafından mevcut bir borcu temin için yapılan rehinler;
  2.  Para veya mutat ödeme vasıtalarından gayrı bir suretle yapılan ödemeler;
  3.  Vadesi gelmemiş borç için yapılan ödemeler.
  4.  Kişisel hakların kuvvetlendirilmesi için tapuya verilen şerhler.

Bu tasarruflardan istifade eden kimse borçlunun hal ve vaziyetini bilmediğini ispat eylerse iptal davası dinlenmez.

Yani bu maddede yazan işlemler alacaklının alacağımın doğumundan sonra ve evvelki bir sene içinde yapılmışsa bu tasarruflar iptal edilebilir.

Zarar Verme Kastıyla Yapılan İşlemler (İİK 280):

İİK 279’dan farklı olarak maddede kanun koyucu aciz halini yani sürekli ve genel olarak borcunun ödemesini yeterli görmemiş, borca batık olmayı aramıştır. Bu maddeye göre işlem yapabilmek için borçlu hem borca batık olmalı, hem alacaklarına zarar verme kastıyla işlem yapmalı hem de bu durum lehine işlem yapılan diğer kişiler tarafından bilinmemelidir. Yani bu kişiler iyi niyetli olmamalıdır.

Şartlar aynı anda sağlanmışsa, yapılmış olan tüm tasarruf işlemleri iptal edilir.

Ayrıca alacaklı, borçlunun zarar verme kastıyla hareket ettiğini de ispat etmelidir.

Önceki 2 maddeden farklı olarak geçersiz sayılacak işlemleri tek tek saymamış, alacaklılarına zarar verme kastı ile yaptığı tüm işlemler iptale konu edilmiştir. Yine diğer maddelerden farklı olarak önceki bir veya iki yıl gibi bir sınırlama söz konusu değildir. Alacaklının alacağının doğumundan sonra yapılmış olması, diğer koşulları da taşımakla birlikte, işlemin iptali için yeterlidir. İlgili madde hükmünce iptal için aranan tek şart işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflas yoluyla takip yapılmış olmasıdır. Dikkat etmek gerekirse 5 yıl içinde haciz yapılmış olması şart değildir. Beş yıl içinde takip yapılmış olması aranır ve yeterlidir. Ayrıca İİK madde 284’e göre, her halükarda dava iptali istenen tasarrufun yapılmasından itibaren beş yıl içinde açılmalıdır.

Tasarrufun İptali Davasının Şartları:

Davayı ikame edebilmek aslında kanunda bir koşula bağlanmamıştır.  Yerleşmiş Yargıtay içtihadı ile ortaya çıkmıştır. Yargıtay’a göre iptal davasının dinlenebilmesinin koşulları şöyledir;

  • Alacaklının Gerçek Bir Alacağı Bulunmalıdır: yani talep edilen alacak, temelinde gerçek bir maddi hukuk ilişkisi barındırmalıdır.
  • Borçlu Hakkındaki İcra Takibi Kesinleşmiş Olmalıdır: örneğin takibe itiraz edilmişse ve bu itiraz alacaklı tarafından bertaraf edilerek takip kesinleştirilmediyse, söz konusu dava açılamayacaktır.
  • İptali İstenen Tasarrufun Takip Konusu Borçtan Sonra Yapılmış Olmalıdır: ancak borcun doğumundan sonra yapılan tasarruflar iptal davasına konu edilebilir. Alacaklının alacağının doğumundan önce yapılmış tasarruflar hakkında söz konusu dava açılamaz.
  • Borçlu Hakkında Alınmış Kesin Veya Geçici Aciz Belgesi Bulunmalıdır: Her alacaklı tasarrufun iptali davası açamaz. Ancak elinde aciz belgesi bulunan alacaklılar bu yola başvurabilir. Bu şart bir dava şartıdır. Yokluğu halinde kural olarak dava reddolunur. Ancak tamamlanabilir bir dava şartı olduğundan dolayı, davanın her aşamasında tamamlanabilmektedir. Güncel Yargıtay görüşü de bu yöndedir.

Tasarrufun İptali Davasında Usul:

İcra ve İflas Kanunu Madde 281’de hükme bağlanmıştır. Buna göre tasarrufun iptali davaları basit yargılama usulü ile görülür. Hakim, iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebilir. Teminatın gerekip gerekmediği ve miktarı mahkemece takdir edilir. Davalılardan herhangi biri davacının alacağını ödediği takdirde, dava reddolunur. Bu halde hakim, duruma göre her birini masrafla ilzam veya bu masrafı aralarında takdir ettiği surette taksim eder.

Tasarrufun İptali Davasının Tarafları:

  • Davacı: Elinde geçici veya kesin aciz belgesi bulunan her alacaklı bu davayı açabilir. İflas halinde iflas idaresi veya herhangi bir alacaklı da bu davayı açabilir.
  • Davalı (İİK 282): “İcra ve iflas Kanununun 11 inci babındaki iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Bunlardan başka, kötü niyet sahibi üçüncü şahıslar aleyhine de iptal davası açılabilir. İptal davası iyi niyetli üçüncü şahısların haklarını ihlal etmez.”

O halde, iyi niyetli üçüncü kişiler lehine yapılan kazanımlar korunur. Hatta bu kişiler kazanımlarını yine iyi niyetli dördüncü bir kişiye devrettilerse bu kişilerin de kazanımları ilgili madde uyarınca korunacaktır.

Tasarrufun İptali Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme:

Tasarrufun iptali davasında görevli mahkeme Asliye Hukuk mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise genel yetki kurallarına, dolayısıyla HMK’ya göre belirlenir; Borçlunun veya üçüncü kişinin yerleşim yeri mahkemesinde söz konusu dava açılabilecektir.

Av. Ahmet EKİN & Stj. Av.Mervenur ÖZKAN

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu